Examples of using "Marre" in a sentence and their turkish translations:
Hasta ve yorgun olmaktan bıktım.
Bundan usandım.
Senden bıktım.
Bıkmıştı.
Ondan bıktım.
Bundan çok bıktım.
Biz bundan bıktık.
Yalan söylemekten bıktım.
- Şikayetlerinden bıkmaya başlıyorum.
- Şikayetlerinden usanmaya başlıyorum.
Onun bana nutuk atmasından usandım.
Ondan bıktım.
Hasta olmaktan bıktım.
Balıktan bıktım.
Dikkatli olmaktan yoruldum.
Fransızcadan bıktım.
Çeviri yapmaktan bıktım!
Ben ondan bıktım!
Düşünmeyi bitirdim.
Kaybetmekten bıktım.
Ben bundan sıkıldım.
Ödevden bıktım.
fakat rol yapmaktan yoruldum.
Bundan sıkılıyorum.
- Bu havadan bıktım.
- Bu havadan bıktım usandım.
Bu oyundan bıktım.
Bu savaştan bıktım.
Senin şikayetlerin burnumdan geldi.
Ondan bıkacak nihayetinde.
Bu yerden bıktım.
Onun davranışından usandım.
Hep aynı tarzda olmaktan bıktınız mı?
Tom, Mary'yi beklemekten bıkmıştı.
O benim sorunlarımdan bıktı.
Balık yemekten usandım.
Gerçekten bundan bıkıyorum.
Ödevimi yapmaktan yoruldum.
Gülme!
Bu yağışlı havadan usandım.
Senin bütün yaygarandan bıktım.
Sırları saklamaktan bıktım.
- Bundan bıktım.
- Bıktım bundan.
- Bundan gına geldi.
Çoğu şu anki kariyerinden bıkmış.
Ayaküstü yemekten usandım.
Onun şakalarından gına geldim.
O, kentteki yaşamdan bıktı.
- Yeter!
- Yeter be!
Okul kafeteryasında yemek yemekten bıktım.
Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
Onu dinlemekten bıktım.
Bundan bıktım.
İngilizceden bıktım!
Ben, şikâyetinden bıktım.
Senin ipuçlarından bıktım.
Yatakta yemekten vazgeç, senden sonra temizlik yapmaktan bıktım.
Senin mazeretlerinden bıktım.
Biz haftalardır aynı şeyi yiyoruz! Bundan bıktım!
Onun şikâyetlerini dinlemekten usandım.
Bu yağışlı havadan bıktım.
Gülme!
Artık bu boku alamam.
- İngilizceden usandım.
- İngilizceden bıktım!
Gittiğim her yerde Noel müziklerini duymaktan bıkıyorum.
Her sabah araba sürmekten oldukça canım sıkılıyor.
Onlar beklemekten usandılar.
Politikacılar arasındaki tüm küçük çekişmelerden bıktım.
Ben her zaman aynı şeyi duymaktan bıktım.
Tom, Çin yemeği yemekten sıkıldığını söyledi.
Ben bu monoton hayattan bıktım.
Kim gülüyor?
Ben sürekli şikâyet etmenden bıktım.
Bu sıcaklardan gerçekten bıktım.
Yeter artık!
O, okumaktan usandı.
Ben kuyrukta beklemekten usandım.
Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.