Examples of using "Médaille" in a sentence and their turkish translations:
Bir madalyayı hak ediyorsun.
- Bu bir onur rozeti.
- Bu bir şeref madalyası.
Bana bir madalya verildi.
O gümüş madalya kazandı.
O altın bir madalya kazandı.
- Tom'a bir madalya verildi.
- Tom'a madalya verildi.
Bu adam bir madalyayı hak ediyor.
Onlar gümüş madalya kazandı.
Carl bana altın madalya gösterdi.
O bir bronz madalya kazandı.
O bronz bir madalya kazandı.
Tom madalyayı kazandı.
Başarısı için onu altın madalyayla ödüllendirdiler.
Sadece 15 yaşındayken bir madalya kazandı.
Onun cesur eylemi bir madalyaya layık.
Ve de Y jenerasyonu -- ''herkes bir kurdele alır'' jenerasyonu --
Olimpiyat altın madalyası muhtemelen en imrenilecek spor ödülüdür.
Ekonomi ve kalite karşıt değildir, aynı madalyonun iki yüzüdür.
Madalyonun öteki yüzünde ise bu çocuklar dünyadaki en yüksek çocuk intihar oranına