Examples of using "Lieux" in a sentence and their turkish translations:
-fırlama, salondan çıkıp gitmek anlamında-
O bu evin efendisi.
Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.
Dünya'nın en doğal olmayan yerleri.
Sadece birkaç özel yerde bulunur.
Polis binaları adamakıllı araştırdı.
O, suç mahallindeydi.
Yeni yerlere seyahat etmek ve ziyaret etmek istiyorum.
Rhode Island, Pennsylvania gibi yerleri
Çoğu kez, acılarını dindirebileceğimizi düşünerek
...sekiz gözüyle manzarayı iyice içine çeker.
Rehberimiz bütün bu yerlerin tarihini biliyor.
Artık halka açık yerlerde sigara içemezsiniz.
Geçmişimde engel gibi görünen bir şeyi benimsememin
ilaç eksikliği yaşayan yerleri gösteriyor.
...mezarlıklarda sadece ölümle karşılaşılmaz.
Harajuku, Tokyo'daki en hareketli yerlerden biridir.
O, konserlerde uyuşturucu satıyor.
Ev sahibi evde mi?
Biz bir yere cup diye atladık ve her yerde örücüleri bulduk.
Dan suç mahallinde birçok delil bıraktı.
Dan olay yerine varan ilk polis memuruydu.
O zamandan beri ofiste insanlar için birçok yer tasarladık.
insanların çalışmayı sevdiği ortamları yaratmakla kalmayıp
Kaza vuku bulur bulmaz, olay yerine hemen bir polis arabası intikal etti.
- O, suç mahallindeydi.
- O suç mahallindeydi.
Polis soruşturmasına göre, Tom olay sırasında suç mahallindeydi.
Ama küçük yaştan itibaren resime olan yeteneği onu başka yerelere taşıyacaktı
Sağlık görevlileri birkaç dakika içinde olay yerine geldi.
İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.
Tom ziyaret etmek istediği yerlerin bir listesini yaptı.
En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.