Examples of using "Légende" in a sentence and their turkish translations:
misafirim
Tom bir efsane.
ve başlık diyor ki "Bir efsaneden daha fazlası"
Türklerin var oluş destanı
Parslarla ilgili tek bir olumlu şehir efsanesi aklıma gelmiyor.
Sıradaki şey ise Kazıklı Voyvodaya adını veren olay olacaktı
Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.
Başkan Kennedy öldürüldü ama onun efsanesi sonsuza kadar yaşayacak.
Efsaneye göre bu ormanda bir zamanlar hayalatler varmış, o yüzden de insanlar girmezlermiş.
uyduruyorsunuz Efsaneye göre, Hrolf-Kraki 6. yüzyılın büyük bir Danimarka kralıydı - Danimarkalı bir
Efsaneye göre, o ormanda hayaletler görülecek, böylece insanlar oraya ayak basmayacaklar.
Ney geri çekilmenin geri kalanında arka korumayı yönetti ve efsaneye göre