Examples of using "Allait" in a sentence and their turkish translations:
O konuşmak üzereydi.
Her şey normaldi.
Boşanmamız muhtemeldi
ve suçu kabullenmek üzereydi,
O sık sık balık tutmaya giderdi.
Her şey ters gitti.
Her şey harika gidiyordu.
Tom bize yardım edecekti.
Bilal okula gitti.
Bu elbise ona mükemmel oldu.
O konsere gitti mi?
O balık tutmaya gitti.
Biz bir uzlaşma önerecektik.
Tom öleceğini düşündü.
Tom öleceğini biliyordu.
Ambargoya muhalefet büyüyordu.
O, ona her şeyin yolunda olduğuna dair güvence verdi.
ve görünürde her şey normal.
Onun bizi desteklemesini bekledik.
Bir pikniğe gitmeye ne dersin?
Onun ne yapacağını sordum.
Bunun olacağını biliyordum.
Annem iyi olduğunu söyledi.
Hiçbir şey yanlış değildi.
Mary iyi olduğunu söyledi.
Onun tamam olduğunu söyledim.
Bu benim bir sonraki önerim olacaktı.
Evden ayrılacaktı.
Tom kayak yapmaya gitti.
Ne olacağını biliyordum.
Tom'un bunu yapacağını bilmiyordum.
Bunun olacağını biliyordun, değil mi?
İşler yine de iyiydi, öyle sanıyordum.
Ay'a gidildiğini söyleyen NASA
Durum gitgide daha da kötüleşti.
O odada ileri geri yürüdü.
O sık sık nehirde balık tutmaya giderdi.
Tom bana evlendiğini söyledi.
Daha önce, firmaya yürüyerek giderdi.
Babam sık sık balık tutmaya giderdi.
Onlar bir fırtınanın geldiğini bildirdiler.
Tom bana intihar edeceğini söyledi.
Ona nereye gittiğini sordum.
Dan bütün gece boyunca yatmamak istiyordu.
Kafamın patlayacağını düşündüm.
Tom'un burada olacağını düşündüm.
O nereye gidiyordu?
Bu günün olacağını biliyordum.
Tom Mary'nin gittiği her yere gitmek istedi.
O, onunla birlikte dağa tırmanmaya giderdi.
Arabayla gezelim mi?
Bunun sıkıcı olacağını sana söyledim.
Onun kolay olacağını sana söylemiştim.
Tom sana nereye gittiğini söyledi mi?
"Nereye gitti" "Kuzeye gidiyordu."
sonradan buna İran Yeşil Hareketi adı verildi.
Bir şey olmak üzere olduğunu hissetti.
Adam kapı kapı dilenmeye gitti.
O geldiğinde, o evden ayrılacaktı.
Genellikle on birde yatmaya giderdi.
Sadece Tom'un ne zaman geleceğini bilmek istedim.
Tom'un bu okula gittiğini biliyordum.
Tom geç kalacağını söyledi.
Onun geleceğine kesin gözüyle bakıyordum.
Babamın beni öldüreceğini düşündüm.
O bir çocukken, pazar günleri balık tutmaya giderdi.
Dan sık sık o ormanda yürüyüş yapmak için gitti.
Sana burada soğuk olacağını söyledim.
Tom bana evini satacağını söyledi.
Değişiklik olsun diye kırsal alana gidelim mi?
Bunun bir macera olacağını biliyordum.
Dün Tom her zamankinden biraz daha iyiydi.
Tom yalan söyleyecekti ama baklayı ağzından kaçırmakla sonuçlandırdı.
ve ailesinin onu öldüreceğini söylemiş
olmasını bekliyoruz.
gerçekten sırada ne olduğu endişelendiriyor.
Adam onun yüzüne yumruk attığında o, özür dilemek üzereydi.
Bir an için Tom'un gülmeye başlayacağını düşündüm.
Bir erkek çocuğu olarak her yaz deniz kenarına giderdi.
Kimse bana bu kadar soğuk olacağını söylemedi.
Tom Mary'nin gözyaşlarına boğulmak üzere olduğunu görebiliyordu.
Tom öğle yemeği için her gün Mary'nin evine uğradı.
Tom Mary'nin ne yapacağını bilmiyor.
Tom'un yardım edeceğini nasıl bildin?
Bir fincan kahve içelim mi?
Böyle bir şeyin olacağı içime doğmuştu.
Birçok defa hava sıcak olmadığında, neredeyse donma
Sıradaki şey ise Kazıklı Voyvodaya adını veren olay olacaktı
Erken sona eren savaş üzerine kumar oynadı.
Kahvaltıdan önce bir yürüyüşe ne dersin?
Tom'un Harvard'a kabul edileceğini düşündüm.
O, dışarı çıkmak üzereydi.
O gençken her zaman nehirde balık tutmaya giderdi.
Toplantının nerede olacağını hiç kimse bana söylemedi.
Tom Mary'ye Ekimde Boston'a gideceğini söyledi.
Biraz daha makyaj ve her şey tamam.
Fakat yayılacağını akıl edemediler.
Onu son gördüğümde, oldukça iyiydi.