Translation of "Hurler" in Turkish

- Arrête de hurler !
- Arrêtez de hurler !
- Cesse de hurler !
- Cessez de hurler !

Bağırmayı bırak.

- Arrête de hurler.
- Arrêtez de hurler.

Bağırmayı bırak.

- Arrête de me hurler dessus !
- Arrêtez de me hurler dessus !
- Cesse de me hurler dessus !
- Cessez de me hurler dessus !

Bana bağırmayı durdur!

Arrête de hurler.

Bağırmayı kes.

J'ai entendu hurler.

Bağırmayı duydum.

- Je veux vous entendre hurler.
- Je veux t'entendre hurler.

Çığlık attığını duymak istiyorum.

- Arrête de me hurler dessus !
- Arrêtez de me hurler dessus !

Bana bağırmayı kes.

- Arrête de hurler comme une fille !
- Cesse de hurler comme une fille !

Bir kız gibi bağırmayı kes.

- Arrête de me hurler dans les oreilles !
- Arrêtez de me hurler dans les oreilles !
- Cesse de me hurler dans les oreilles !
- Cessez de me hurler dans les oreilles !

- Kulaklarıma bağırmayı durdur.
- Kulaklarıma bağırmayı kes.

Je n'ai personne sur qui hurler.

Bağıracak kimsem yok.

Qui est en train de hurler ?

- Kim bağırıyor?
- Bağıran kim?

- Tom va crier.
- Tom va hurler.

Tom çığlık atacak.

- Tu n'as pas besoin de me hurler dessus.
- Vous n'avez pas besoin de me hurler dessus.

Bana bağırmak zorunda değilsin.

Et puis j'ai commencé à hurler des choses.

Sonra da bir şeyleri haykırmaya başladım.

Nous pouvions entendre des loups hurler au loin.

Uzakta uluyan kurtları duyabiliyorduk.

Tom se mit à crier et à hurler.

- Tom çığlık atmaya ve bağırmaya başladı.
- Tom çığlık atıp bağırmaya başladı.

- Elle l'entendit hurler et elle courut donc dans sa chambre.
- Elle l'a entendu hurler et a donc couru dans sa chambre.

O onun bağırdığını duydu, bu yüzden onun yatak odasına koştu.

Elle a commencé à hurler, et je me suis enfui.

O bağırmaya başladı ve ben kaçtım.

- J'entends Tom hurler.
- J'entends Tom beugler.
- J'entends Tom qui hurle.

Tom'un bağırdığını duyabildim.

Je suis si furieux que je veux hurler et tout casser !

O kadar kızgınım ki çığlık atmak ve her şeyi kırmak istiyorum!

- Tom a continué à crier.
- Tom continua à crier.
- Tom a continué à hurler.

Tom bağırmaya devam etti.