Examples of using "Honteux" in a sentence and their turkish translations:
Bu utanç verici.
Senin davranışın yüz kızartıcıydı.
Bu bir utanç.
Çalışmak utanç verici değildir.
Yalan söylemek utanç verici.
- Utanç verici!
- Yüz kızartıcı!
Bir çocuğa çok zalimce davranmak utanç verici.
Utanmış hissediyorum.
Soruyu yanıtlayamamaktan utanç duydu.
Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.
Ve vurmadım. Vuramadım... Son anda, söylemesi utanç verici... Vuracak cesaretim yoktu.
İnsanların açlık çektiği yerler varken, Japonya'da birçok yiyeceğin atıldığı bir sürü meskenlerin ve restoranların olması yüz kızartıcı bir gerçektir.
Affedersiniz hanımefendi, önünüzde böyle ağlıyor olmaktan utandım ama gözyaşlarıma hakim olamıyorum.