Examples of using "Habitent" in a sentence and their turkish translations:
Onlar nerede yaşıyor?
- Onlar nerede yaşıyor?
- Nerede yaşıyorlar?
Onlar bitişikte yaşarlar.
Onlar nerede yaşıyor?
mahallede oturuyorlardır
Anne babam Kyoto'da yaşıyorlar.
Onlar okulun yanında yaşıyorlar.
Birkaç kızılderili Japonya'da yaşıyor.
Onlar yakınlarda yaşarlar.
Bu sığınağa önceden el konulmuş.
Onlar bir sosyal konutta yaşıyorlar.
Bunlar, yandaki evde yaşayan insanlar.
Annem ve babam şehir dışında yaşıyor.
Onun iki kız kardeşi var. İkisi de Kyoto'da yaşıyorlar.
Pekin'e yakın bir şehirde yaşıyorlar.
Tom ve Mary kütüphanenin yakınında yaşıyorlar.
Tom ve Mary kiralık bir evde yaşıyorlar.
Onlar bir evde yaşar.
Ben bir kasabada yaşıyorum ama anne ve babam köyde yaşıyorlar.
Çocuklarım Boston'da yaşıyor.
Burada yaşayan herkes zengin değildir.
Bizim evin karşısındaki evde yaşarlar.
Londra'da oturan çok Fransız var.
Onlar kiralık bir evde yaşamaktadırlar.
Tom geçen yıl Mary ile Tatoeba'da tanıştı ve şimdi onlar birlikteler.
Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.