Examples of using "Grève" in a sentence and their turkish translations:
Grev var.
Grevdeyim.
İşçiler grevdeler.
- Bir grev var.
- Grev var.
Grev üç gün sürdü.
Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.
Şirketteki işçiler greve gitti.
Air France pilotları greve gittiler.
İşçiler greve gitmekle tehdit etti.
İşçiler greve gittiler.
Otobüs sürücüleri bugün grevde.
Bugün otobüs şoförleri grevdeler.
Şimdi greve gitmek yararsız.
İklim için okulu boykot ettim.
işte o bir grup insanın başlattığı grev
Air France çalışanları geçen yaz grevdeydiler.
Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
Neyse ki sağduyu galip geldi ve greve son verildi.
Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu.
Sendika ve yönetim arasındaki anlaşmazlık bir greve yol açabilir.
Daha iyi maaş ve daha iyi çalışma koşulları için temizlik emekçileri grevine barış içinde yardım etmek için oraya gitmişti.