Translation of "Ferons" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Ferons" in a sentence and their turkish translations:

Que ferons-nous ?

Ne yapacağız?

Nous le ferons ensemble.

Onu birlikte yapacağız.

Nous le ferons demain.

Onu yarın yapacağız.

Nous ferons le reste.

Gerisini biz yapacağız.

Nous le ferons en direct.

Canlı yapacağız.

Nous ferons notre annonce jeudi.

Biz perşembe günü duyurumuzu yapacağız.

Nous ne ferons jamais ça.

Onu asla yapmayacağız.

Nous ferons de notre mieux.

Biz elimizden geleni yapacağız.

Nous ne ferons pas cela.

Onu yapmayacağız.

Nous ferons plus que cela.

Ondan daha fazlasını yapacağız.

J'ignore ce que nous ferons.

Ben ne yapacağımızı bilmiyorum.

Nous ferons la même chose.

Biz aynısını yapacağız.

Nous ferons une partie de tennis.

Bir tenis maçı oynayacağız.

Merci. Nous ferons de notre mieux.

Teşekkür ederim. Elimizden geleni yapacağız.

Aujourd'hui, nous ferons un grand nettoyage !

Bugün büyük bir temizlik yapıyoruz.

Nous ferons ce que nous pourrons.

Yapabileceğimizi yapacağız.

Nous ne ferons probablement pas ça.

Biz muhtemelen onu yapmayacağız.

Tom espère que nous le ferons.

Tom, bunu yapacağımızı umuyor.

Nous ferons face à une image indésirable

Hiç istenmeyen tabloyla karşı karşıya kalacağız

Nous ferons tout ce que nous pouvons.

Yapabileceğimiz her şeyi yapacağız.

- Nous ferons la cuisine.
- Nous allons cuisiner.

Yemek pişireceğiz.

Nous ferons de même pendant encore 14 jours

Aynı şeyleri bir 14 gün daha yapacağız

Nous ne ferons pas ça sans leur permission.

Onların izni olmadan onu yapmayacağız.

Que ferons-nous si Tom est en retard ?

Tom geç kalırsa ne yaparız?

Un jour, nous ferons un voyage en Inde.

Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.

Un jour nous ferons du monde un meilleur endroit.

Bir gün dünyayı daha iyi bir yer yapacağız.

Que ferons-nous la semaine prochaine, vers cette heure-ci ?

Gelecek hafta bu kez ne yapmak istiyorsun?

Je pense que nous ferons un film avec une vision absurde

saçma sapan görselliği sıfır bir film yaparız diye düşünüyorum

Nous ferons tout ce qu'il faut pour que cela soit fait.

Onu yaptırmak ne kadar sürerse sürsün onu yapacağız.

Nous ferons tout ce qu'il faut pour achever le projet à temps.

Projeyi zamanında tamamlamak için ne gerekirse yapacağız.

Veux-tu que je dise à Tom que nous ne le ferons pas ?

Tom'a bunu yapmayacağımızı söylememi ister misin?

- Nous ferons la même chose pour vous.
- On fera la même chose pour toi.

Biz senin için aynısını yapacağız.

- Je suis sûr qu'on fera mieux demain.
- Je suis certaine que nous ferons mieux demain.

Yarın daha iyi yapacağımızdan eminim.

- Que ferons-nous s'il est en retard ?
- Qu'est-ce qu'on fera s'il est en retard ?

Eğer o geç kalırsa ne yapacağız?

« Que ferons-nous si nous manquons le dernier train ? » « Que diriez-vous d'attendre jusqu'au matin dans un cybercafé ou quelque part ailleurs ? »

"Son treni kaçırırsak ne yapacağız?" " Sabaha kadar bir internet kafede ya da başka bir yerde beklemeye ne dersin?"