Examples of using "Espère" in a sentence and their turkish translations:
- İnşallah!
- Umarım!
Tom Mary'nin kazanacağını umuyor.
O, Paris'i ziyaret etmek isteyeceğini düşünüyor.
O neyin peşinde?
Tom bunu yapacağınızı umuyor.
Biz zamanında varmayı umuyoruz.
O yurt dışına gitmeyi umuyor.
Yaşarken umut et.
Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.
O, sınavını geçmeyi umuyor.
Tom gelecek yaz Boston'u ziyaret etmeyi umuyor.
Tom, bunu yapacağımızı umuyor.
Sizi tekrar görmeyi umuyoruz.
Resimlerini Japonya'da sergilemeyi düşünüyor.
Tom Mary'nin kazanmayacağını umuyor.
Ümit ettiğimiz şey, size bu metodu göstererek
Bugün, sinir koruyucu prostatektominin bir kısmını kendisi yapmayı umuyor;
Tom Mary'nin gelecek hafta geleceğini umuyor.
O ne bekliyor?
Annesi öldüğü zaman Tom, bir sürü para miras almayı umuyor.
Tom muhtemelen Mary'nin ne yaptığını umduğunu bilmiyor.
Ölüm herkesin sonuncu bitirmek için çalıştığı bir yarış gibidir.
Herkes Japonya'da artık asla kötü bir şey olmayacağını umuyor.
Tom babası gibi bir işkolik olmamayı umuyor.
Bu adamın almayı umduğu işi alması doğru mu?
Tom bir yıldan daha fazla Boston'da yaşamak zorunda olmamayı ümit ediyor.
En iyiyi umut et; en kötüye hazırlan.