Translation of "Divorce" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Divorce" in a sentence and their turkish translations:

Dan envisageait un divorce.

Dan boşanmayı düşünüyordu.

L'Église catholique s'oppose au divorce.

Katolik kilisesi boşanmaya karşıdır.

Il était solitaire, après son divorce.

O, boşanmadan sonra yalnızdı.

Sami n'a jamais voulu d'un divorce.

Sami asla boşanmak istemedi.

- Le divorce a été prononcé par consentement mutuel.
- Le divorce s'est déroulé de façon consensuelle.

Onlar karşılıklı anlaşmayla boşandılar.

- Quand avez-vous appris le divorce de Mary ?
- Quand avez-vous appris le divorce de Marie ?

Mary'nin boşanmasını ne zaman öğrendiniz?

Traversé dans la douleur un divorce difficile,

zorlu bir boşanma süreciyle mücadele ettiyseniz

J'étais en train de penser au divorce.

Ben boşanma hakkında düşünüyordum.

Ce que je veux, c'est le divorce.

İstediğim şey bir boşanma.

Il boit sans discontinuer, depuis son divorce.

O boşanmasından beri sürekli içiyor.

J'ai eu peur qu'elle divorce de moi.

Benden boşanacağı korkusuna kapıldım.

- Combien de temps s'est-il écoulé depuis ton divorce ?
- Combien de temps s'est-il écoulé depuis votre divorce ?

Boşanmandan beri ne kadar zaman oldu?

Ils ne sont pas vu depuis le divorce.

Onlar boşanmadan beri birbirlerini görmediler.

J'ai entendu dire que Tom demande le divorce.

Tom'un boşanma için dava açtığını duydum.

Elle lui a dit qu'elle demandait le divorce.

Ona boşanmak istediğini söyledi.

Elle avait une bonne raison de demander le divorce.

Boşanma davası açmak için iyi bir nedeni vardı.

La cause première de tout divorce est le mariage.

Herhangi bir boşanmanın ana nedeni evliliktir.

Cela prend du temps de se remettre d'un divorce.

Boşanmanın ardından toparlanmak zaman alır.

Ce fut un choc d'apprendre le divorce de Tom.

Tom'un boşanması hakkında duymak bir şoktu.

Je n'ai pas vu mon ex-femme depuis notre divorce.

Eski karımı boşanmamızdan beri görmedim.

Comparé à ceux d'Amérique, les mariages japonais finissent rarement en divorce.

Amerika'dakilere nazaran japon evlilikleri çok nadir biter.

Le divorce a finalement été prononcé ce matin au bureau du juge.

Boşanma avukatın ofisinde bu sabah sona ermiştir.

Je viens de signer les papiers de divorce, je suis enfin libre maintenant !

Boşanma kağıtlarını az önce imzaladım, nihayet özgürüm!

Il était évident pour tout le monde que le mariage finirait tôt ou tard par un divorce.

Herkes için aşikardır ki, evlilik er ya da geç ayrılmayla sonuçlanır.

À cause du divorce de ses parents, la fille n'avait que peu de contacts avec son père.

Onun ebeveynleri boşandığı için kızın babasıyla küçük bir teması vardı.

Pour lui le divorce est une bonne invention qui a le seul désavantage qu'il faut se marier avant.

Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

Le divorce peut mettre les amis commun du couple dans une position difficile, particulièrement si la séparation est difficile.

Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.

Lorsque nous entendons parler d'un divorce, nous supposons qu'il a été causé par l'incapacité de ces deux personnes à s'entendre sur les fondamentaux.

Bir boşanma duyduğumuzda biz bunun o iki kişinin temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varma yetersizliğinden kaynaklandığını varsayıyoruz.

- Je n'ai pas encore dit aux enfants que nous sommes en plein divorce.
- Je n'ai pas encore dit aux enfants que nous sommes en train de divorcer.

Boşandığımızı çocuklara henüz söylemedim.