Examples of using "Conversation " in a sentence and their turkish translations:
bir sohbete ilham veren dünyalar.
Konuşmanıza kulak misafiri oldum.
"Bu sohbet hiçbir zaman olmadı." - "Hangi sohbet?"
Bir sohbet başlatın.
Konuşmamızı kesme.
Konuşmamızı kaydettim.
Bu konuşma kaydediliyor.
Seninle biraz konuşmak istiyorum.
Sohbetinizi bölmek istemedim.
Sadece öğretmeninle bir görüşmem vardı.
Ciddi bir konuşmaya girdik.
Sohbet odasına gitmekten hoşlanırım.
Bu konuşma asla olmadı.
Konuşma gece yarısı sonrasına kadar devam etti.
Tom'la bir konuşma yaptım.
Bu konuşma bir başyapıt.
Ben sohbeti takip etmiyordum.
Ben o sohbeti hatırlamıyorum.
Sohbet odasına gelmelisin.
- Komşumla ilginç bir sohbet yaptım.
- Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
O konuşmadan bana söz edebilir misin?
Ben sadece doktorunla görüştüm.
Ben sadece senin avukatınla konuştum.
çünkü anlam farklılığı diyalog kurmamızı sağlıyor.
Konuşmada yeni bir konu gündeme geldi.
Yaşlı bir adam konuşmamıza girdi.
Onunla uzun bir konuşmam oldu.
O konuşmanın konusunu değiştirdi.
Amacım konuşmanıza kulak misafiri olmak değildi.
Burada ciddi bir tartışma yapmaya çalışıyoruz.
Tom konuşmaya devam etmek istemedi.
Bu konuşmayı kaydetmemin bir sakıncası var mı?
O, konuşmaya tesadüfen kulak misafiri oldu.
Diyaloga katılmadım.
Onun konuşmasını dinlemek her zaman hoş.
Tom'la uzun bir sohbetim oldu.
Her zaman konuşmamızı kesiyor.
Konuşma diğer konulara geçti.
Bu konuşmamızı hatırlamıyorum.
LA: Ve sohbetimizden sonra bazı şeyler beni şaşkınlığa uğrattı.
birisiyle iletişime geçmek için çaba gösterin.
Konuşmaya katılmadım.
O, konuşmaya konsantre olamadı.
Bay Jones bize ingilizce konuşmayı öğretiyor.
Konuşmamızı hapşırıkları böldü.
Ama bu bizim konumuz değil ki.
Gary ile benim aramdaki söyleşi viral oldu.
Ve konuşmanın sonunda,
Konuşmalarının uzun olacağını umuyordu.
Senin kanyağını konuşmana tercih ederim.
stand-up komedyeni gibi birine dönüşmesi
Daha gerçek anlamda başlamadan konuşmayı keserdim galiba.
Ve onlarla konuşmak ile yapabileceğimiz şey bu.
Ve son olarak da sohbeti olumlu bir şekilde sonlandırın
Bir konuşma dinlerken başını sallama alışkanlığı vardır.
Rica ediyorum onunla konuşurken sözümü kesmeyin.
Konuşmamız sırasında gençliğinden bahsetti.
Biz, onların konuşmalarının, aranızda heyecan verici sohbetleri ateşlemesini ümit ediyoruz.
Ben benim Alman konuşmamı pratik etmeme yardım etmesi için özel öğretmen tuttum.
Yedi hafta sonra, o dilde sağlam bir diyalog kurabiliyordum
Birkaç dakika sonra, konuşmaya olan ilgimi kaybetmeye başladım.
O, konuşmayı komşular hakkındaki dedikodu ile tatlandırmaya çalıştı.
Kız arkadaşımın babasıyla uzun güzel bir sohbet ettim.
O uzun zaman sonra gerçekleşen ilk görüşmemizin sonuna doğru
Sözcükleri bilseler de bilmeseler de, bizim geri durduğumuz,
akşam yemeğinde, cazda, kokteyllerde veya sohbetlerde değildir.
Ya onlar ya da ben lafı hızlıca başka konulara getiriyorduk.
- Sohbetin hayattaki en büyük zevklerinden biri olduğunu biliyor musun?
- Cinsel ilişkinin hayattaki en büyük zevklerinden biri olduğunu biliyor musun?
Sadece "evet" ve "hayır" diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
Hata yapmaktan korkan kişiler İngilizce konuşmada gelişme kaydedemez.
Sadece "evet" ve "hayır" diyen biriyle konuşmaya devam etmek çok zor.
Daha önce gittim İngilizce konuşma okulunda Avustralya ve Yeni Zelanda'dan birçok öğretmen vardı.
Bütün konuşmayı yapacağım.
Evlilik ile ilgili bir karar vermeden önce, ebeveynlerine danışmalısın.
Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.
Onların konuşması Çince olduğu için, tek kelime anlamadım.
Bugün hala daha esprilere konu olan Da Vinci'nin şifresi muhabbeti o dönemlerde yaptığı bir eserle ortaya çıktı
Annenle Şangayca konuştuğun zaman sadece birkaç kelime anlayabiliyorum, bu yüzden sohbete katılamayacağım.
Alice nehir kıyısında kız kardeşinin yanında oturmaktan sıkılmaya başlamıştı ve yapacak da bir şeyi olmadığından bir iki kez kız kardeşinin okuduğu kitaba çaktırmadan bakıverdi fakat kitapta resim ya da diyalog yoktu, Alice de "resimsiz ve diyalogsuz bir kitap ne işe yarar" diye kendi kendine düşündü.