Examples of using "Complet" in a sentence and their turkish translations:
- Tam adını yaz.
- Tam adınızı yazınız.
- Her şey tam.
- Hepsi tam.
Tam adın nedir?
tam bir fenomendi aslında
Bu tam bir felaket.
Onun çalışması şimdi tam.
Ben tam bir aptalım.
Tam bir felaketti.
Ben tam bir kaybedenim.
Şenol Karaca
Hiçbir yemek ekmek olmadan tam değildir.
Bu tam ve bütün bir felaketti.
Maymunumuz zifiri karanlıkta kayboldu.
Biz topyekün sessizce oturduk.
Buna tamamen katılmıyorum.
Koltukların hepsi satıldı.
Lütfen otobüs tam bir durağa gelinceye kadar oturmuş olarak kal.
Doktor, hasta için tam bir fizik muayene talimatı verdi.
Kocanız için kapsamlı bir kontrol öneririm.
2.30'dan önce tam rapor istiyorum.
Bankanın önündeki otopark tamamen dolu.
Bu otobüs dolu. Ötekini beklemelisiniz.
Bana bu gezi için bir takım elbise yeterli görünüyor.
Tamamen katılmıyorum.
- Bir torba patates kızartmasının hepsini yememeliydim.
- Patates çipsinin tüm torbasını yememeliydim.
Dünya etrafında bir tam tur attığını açıklıyordu
Onun ceketinin manşetleri kötü yıpranmış.
Bu kule şehrin tam bir manzarasını sunuyor.
Beyaz pirinç yemeği kahverengi pirinçten daha çok seviyorum.
özür onun lugatında yok çünkü tam bir egoist
Ben sana yeni bir takım yapacağım.
2.30'a kadar masamda tam bir rapor istiyorum.
Sadece bu takım elbiseyi temizlettim.
En son ne zaman tam öğün yediniz? Sabah mı, öğlen mi, yoksa akşam mı?
projenin tam planını ve tasarımlarını geliştiren bir İtalyan şirketine
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
Araştırma müdürü, departmana yeni bir ürünü test etmede esaslı bir iş yaptırdı.
Otobüs dolu. Bir sonraki için beklemeniz gerekecek.
O, yeni bir takım yaptırdı.
Takım elbisesine uyacak bir çift çorap seçti.