Examples of using "Brûler" in a sentence and their turkish translations:
O yanacaktır.
yanmamak için,
İzolasyonun yanmaması gerekir.
- Gözlerim yanmaya devam ediyor.
- Gözlerim yanıp duruyor.
Sen patates kızartmasını yaktın.
Bütün bu yaprakları yakmamız gerekiyor.
Yakacak bir şey yoktu.
Bu odun yanmaz.
Bu bir süre daha yanmaya devam edecektir. Pekâlâ, içeri girelim.
İki gram petrol için dünyayı yakanlar
Ev yanıyor.
Evler yanıyor.
Oksijen olmadan hiçbir şey yakamazsınız.
Aceleci davranmak istemiyorum.
fosil yakıtları kullanmayı kestiğimizde
ve Braşovdaki anıtsal Siyah Kilise'yi yakma girişiminde bulunur.
Oksijensiz bir şey yakamazsın.
Bunun nasıl yanacağından emin değilim.
içinde bir sürü reçine yağı var. Ve bir süre daha yanmaya devam edecektir.
Yanan bir şeyin kokusunu alıyorum.
O, kapıyı açar açmaz yanan bir şeyin kokusunu aldı.
fosil yakıtın yakılmasını önlerken buz tabakalarının erime oranını azaltmaya
yani ateşimiz var evet ama her istediğimiz zaman yakamıyoruz
Hayatta en zor şey hangi köprülerin geçileceğini ve hangi köprülerin yakılacağını bilmektir.
Neden bu resimleri yakıyorsun?
Biraz daha oduna ihtiyacımız var.
Ev yanıyor!
Geçmişe bakıldığında, çöplerimizi evlerimize çok yakın yakmamamız gerektiği apaçık ortadadır.