Examples of using "Biscuit" in a sentence and their turkish translations:
Bir kurabiye ye.
Cookie benim köpeğimdir.
Benim Cookie adında bir köpeğim vardı.
Son kurabiyeyi kim yedi?
Cookie adında bir kedim vardı.
Anne, Tom benim kurabiyemi yedi.
Bir kurabiye masanın altındadır.
Masanın altında bir kurabiye var.
- Tom bisküvisini kahvesine batırmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine bandırmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine banmayı sever.
- Tom bisküvisini kahvesine daldırmaktan hoşlanır.
American Biscuit Company, markayı belirgin bir şekilde tescil etti
Tuzlu krakerler çocukların en sevdiği abur cuburdu.
Hollanda'da bir çocuk kurabiye istemek konusunda fazla ısrarcı davranıyorsa cezalandırılabilir ve kurabiye alamaz.
"Anne, bir bisküvi alabilir miyim lütfen?" "Hayır, alamazsın; öğünler arasında yememen gerekir"