Examples of using "épicerie" in a sentence and their turkish translations:
istifçi bakkal
Onun babasının bir genel mağazası var.
Bu bakkal sadece organik gıda satıyor.
bu filmde hilebaz düzenbaz bir bakkal vardı
Lütfen bize bakkalın nerede olduğunu söyleyin.
Tom yiyecek bir şey almak için yakındaki bir markete gitti.
Caddenin çaprazlama karşısında bir mahalle bakkalı var.