Examples of using "«bras" in a sentence and their turkish translations:
Kolumu bırak!
Koluma bak.
Kolumu bırak.
Kollarımı bırak.
Kollarınızı uzatın.
'bras de fer' takma adını, demir-kolunu kazandı .
Ben onların kol kola yürüdüğünü gördüm.
O, kolumu tuttu.
O, kollarını kavuşturdu.
O onun kolunu tuttu.
Lütfen kolumu bırak.
Bana sarıl.
- Sakın pes etme!
- Sakın vazgeçme!
Kolum ağrıyor.
Babası ile kol kola yürüdü.
Sol kolum uyuşmuş.
Sen kolunu kırdın.
Adam kolumu tuttu.
Kolum ağrıyor.
- Benim sağ kolum ol.
- En güvenilir adamım ol.
Kollarım yorgun.
Tom kollarını salladı.
O kollarını kaldırdı.
Kollarımı indirdim.
Bana kolunu ver.
Kollarını kaldırdılar.
Kollarımı bırak!
- Kolkola yolda yürüyorlardı.
- Cadde boyunca kol kola yürüyorlardı.
Kolumda bir ağrı var.
Tom kolunu kırdı.
Ahtapotun kaç tane kolu var?
Kolunu nasıl kaybettin?
Kolum hâlâ acıyor.
O onu kollarına aldı.
Termometreyi kolunuzun altına koyun.
İki kolunuzu da bu şekilde kaldırın.
Kolunuz yetişmez.
O, onu kolundan yakaladı.
Onun güçlü kolları var.
O, sağ kolunu uzattı.
Kolunu kaldırdı.
O kollarını bana sardı.
Kolunu kırdın.
Tom kolumu büktü.
Kolumda ağrı var.
Kollarımın altında terledim.
Kolumu çimdikledi.
O, ağzımdan girip burnumdan çıktı.
O, kolunu kırdı.
Kollarım ağrıyor.
Onun kolunu tuttum.
Mary kollarımda ağladı.
Tom kolunu yaktı.
- Bir mürekkepbalığının on kolu vardır.
- Bir mürekkepbalığı on kola sahiptir.
Tom'un kolu kırık.
Tom Mary'yi kollarında tuttu.
Tom birinin koluna temasını hissetti.
- Dur sana bir sarılayım.
- Sana sarılmama izin ver.
Şunu kolunuza takabilir miyim?
Emeksiz yemek olmaz!
Kralların uzun kolları vardır.
O, beni kolumdan yakaladı.
Kolum kötü ağrıyor.
Birisi beni kolumdan yakaladı.
Ben kolumu kırdım.
Tom Mary'yi kollarında tutuyor.
Bir polis, kollarını kavuşturarak izliyordu.
Onun kolundaki yaraya dokundu.
Veronika'ya sarılmayı seviyorum.
Onun çok güçlü kolları var.
O her iki kolunu da kırdı.
Kolunu nasıl incittin?
Mary'nin protez bir kolu var.
- Kollarında öldü.
- Onun kollarında öldü.
- O, onun kollarında öldü.
- O, kollarında öldü.
Kollarında öldü.
O beni kolumdan yakaladı.
Tom, Mary'nin kolunu bandajladı.
Ben onu kolundan yakaladım.
O, kendini benim kollarına attı.
Tom'un gerçekten kıllı kolları var.
O bana el hareketi çekti.
Tom onu kollarına aldı.
Tom'un kolu benimkine hafifçe çarptı.
Ben sağ kolumu bükemiyorum.
Sağ kolumu kaldıramam.
Bu kollarım için zorlu bir egzersiz olacak. Pekâlâ.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Ön kolunuz kadar.
Bu sanki... Bir insan iskeletinin kolu!
Bebeğini kollarının arasında tutdu.
Polis adamı kolundan yakaladı.
Onun kolunun altında bir kitabı var.