Examples of using "Pakko" in a sentence and their turkish translations:
Sakinleşmen gerek.
Bunun için eldiven takmalısınız.
Denemeye devam etmeliler.
Hey, bunu görmek zorundasın.
Eve yürümek zorunda kaldım.
Bunu gerçekten görmelisin.
Gerçeği söylemek zorunda kaldım.
Onlar gelecekle yüzleşmek zorunda kaldılar.
Avlanmaları gerek. Gecenin geç saatlerine kadar.
Kısmi zamanlı iş bulmak zorundayım.
Anı berbat etmek zorundaydın, değil mi?
Toplantıya gelmek zorunda değilsin.
O, bunu yapmak zorunda değildir.
Sınava girmek zorunda değilsin.
Bu filmi izlemeliyim.
Tom'la konuşmak zorunda mıyım?
Tom Mary'ye gerçeği söylemek zorunda kaldı.
Bu Tom'un şapkası olmalı.
Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.
Yol boyunca yavaş sürmek zorunda kaldık.
Şu anda her şeyi anlaman gerekmez.
Bu soruyu cevaplamana gerek yok.
Yürümek zorunda kaldık.
Başkan Truman zor kararlar almalıydı.
Şu anda geri dönüşü olmayan noktadayız. Kararlıyız!
İstemiyorsan cevap vermek zorunda değilsin.
Çok yüksek sesle konuşmana gerek yok.
İstemiyorsan, partiye gitmek zorunda değilsin.
Soğuk bir içecek için ölüyorum.
Sözünü tutmalısın.
- Fransızca öğrenmeliyim.
- Fransızca öğrenmek zorundayım.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
Bakan, kabineden istifa etmek zorunda kaldı.
Eğer o partiye gitmek istemiyorsan, gitmek zorunda değilsin.
O hayvanla temas edince bir şeyler oluyor. Ama bir noktada nefes alman gerek.
Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.
Pazar bile çalışmak zorundaydı.
Tom'a yardım etmek zorunda kaldım.
- Yüzmem gerekiyor mu?
- Yüzmek zorunda mıyım?
Romalılar ilk önce Latince çalışması gerekli olsaydı, asla dünyayı fethetme şansları olmazdı.
Onu şimdi yapmak zorunda değilsin.
Tom her zaman kendi metoduna sahip olduğu için sinir bozucudur.