Examples of using "Nähdä" in a sentence and their turkish translations:
Daha fazla görmek istiyorum.
Yılanımı görmek istiyor musun?
Keşke seni görebilsem.
Tom seni görmek istiyordu.
- Seni tekrar görmek güzel.
- Sizi tekrar görmek güzel.
Tom onu görmek istiyordu.
Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?
Ben odayı görebilir miyim lütfen?
Onu görmek isterim.
Ne görmek istiyorsun?
- Beni görmeyi istedin.
- Beni görmek istedin.
Seni görmek çok hoş.
Biniş kartınızı görebilir miyim?
Beni mi görmek istediniz?
Boston'u görmek istiyorum.
- Kız kardeşini görmek istiyorum.
- Senin kız kardeşini görmek isterim.
Pasaportunuzu görebilir miyim?
Canım seni görmek istiyor.
Tom Mary'nin odasını görmek istedi.
Görmek için çok güzel bir şey.
Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.
- Seni gördüğüme çok memnun oldum.
- Seni görmekten çok mutluyum.
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
Pasaportunuzu görebilir miyim, lütfen?
Onu güçlükle görüyorum.
Önce Tom'u görmek istiyorum.
- Bunu görmek istemiyorum.
- Bunu görmek istemem.
- Onu güçlükle görebiliyorum.
- Onu zar zor görebiliyorum.
- Onu neredeyse göremiyorum.
Onu tekrar görebilir miyim?
Tom'u orada görebilirsin.
- Tom'u görmen gerekiyor.
- Tom'u görmelisin.
- Tom'u görmek zorundasın.
Onların hepsini görmek istiyorum.
Tom'un kazandığını görmek istiyorum.
Napoli'yi gör ve sonra öl.
- Filmi görmek istiyorum.
- Filmi seyretmek istiyorum.
Sadece Tom'u görmek istedim.
Sadece bilip bilmediğini anlamak istedim.
Seni yine görmek istedim.
- Bunu görmen lazım.
- Bunu görmen gerekiyor.
- Bunu görmelisin.
- Bunu görmek zorundasın.
Tom'u tekrar görmek istiyorum.
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
- Sizi tekrar görmekten memnunum.
- Seni tekrar gördüğüme memnun oldum.
Kylie Minogue'u görmek istiyorum.
Tom dünyayı görmek istedi.
O, bizi tekrar görmek istiyor.
Hey, bunu görmek zorundasın.
Biyolüminansı çok net görebilirler.
Tom Mary'yi mutlu görmek istedi.
Kimi görmek istediğini bilmiyorum.
Bu gece bir dolunay görülebilir.
Sence biri bizi görebilir mi?
Sadece ne olacağını görmek istiyorum.
Tepeden denizin güzel bir manzarasına sahip olabiliriz.
Bodrumu görmeme gerek yok.
Tom'un dans etmesini görmeliydin.
Bunu gerçekten görmelisin.
Tom Mary'nin büyüdüğü evi görmek istiyor.
Kızını görmek için çok sabırsızdı.
Onu görmüş olabilir.
Filmi tekrar görmek istiyorum.
Ben onu kendim için görmek istiyorum.
Gerçekten seni görmeye can atıyorum.
Senin eski kitap koleksiyonunu görebilir miyim?
Bu kaseti görmek zorundasın.
Tom ne olacağını görmek istedi.
Gökyüzünde binlerce yıldız görebiliriz.
- Tom Mary'yi tekrar görmek istedi.
- Tom, Mary'yi tekrar görmek istedi.
Tom, Eyfel Kulesi'ni görmek ister.
Başkalarının seni gördüğü gibi senin kendini görmen çok zor.
Ona musallat olan iblisleri görmesi zordur.
Piton gece göremediğinden...
Bu kadar küçük bir hayvanı görmek çok nadirdir.
Ne pahasına olursa olsun onu görmek istiyorum.
Hangi dilde hayvanların adlarını görmek istiyorsun?
İkimiz de filmi görmek istiyoruz.
Bu filmi seyretmek isteyeceğini sandım.
Tom'u görmek istedim.
Tom nerede yetiştiğimi görmek istedi.
Başka ney sahip olduğumu görmek istiyor musun?
Gerçekten Pisa kulesini görmek istiyorum.
Seni asla tekrar görmek istemiyorum.
Bulutsuz bir günde Fuji dağını görebilirsiniz.
Sadece Tom'un ağladığını görmekten nefret ediyorum.
Sadece Tom'un kaybettiğini görmekten nefret ediyorum.
Onu görmenin zor olduğunu biliyorum.
Bu filmi izlemeliyim.
Bunu görmek istediğimden emin değilim.
Onu bir daha görmek istemiyorum.
Roma'yı bir günde görmek imkansız.
Seni görmek istiyorum.
O filmi izlemeliydin.
Sadece nasıl tepki vereceğini görmek istedim.
Onu görmek zorunda değildim.
Yatak odamın penceresinden kaleyi görebiliyorum.
Beni görmek ister misin?
Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!