Examples of using "Melkein" in a sentence and their turkish translations:
Neredeyse şemsiyemi unuttum.
Neredeyse.
Neredeyse ağladım.
Neredeyse ölüyordum.
- Neredeyse boğuluyordum.
- Neredeyse boğuldum
Neredeyse zamanı.
Ben neredeyse tabakları düşürüyordum.
Neredeyse boğuluyordu.
Neredeyse hazırım.
Bu neredeyse işe yarar.
Neredeyse eminim.
- O zaten mola.
- Ara verilmek üzere.
- Gösterim arası olmak üzere.
Neredeyse öptüm onu.
O neredeyse ölüyordu.
Neredeyse ağlamaya başladım.
Neredeyse Noel .
Tom neredeyse bayılacaktı.
Tom neredeyse kazandı.
Kapat!
Neredeyse bundan eminim.
Yankesiciler neredeyse her zaman grup çalışması yapar.
Karanlık çökmek üzere.
Neredeyse mükemmel bir skor yaptım.
Saat neredeyse altı.
Kutu neredeyse doluydu.
Neredeyse başlama zamanı.
- Akşam yemeği hazır olmak üzeredir.
- Akşam yemeği neredeyse hazır.
Maç neredeyse bitti.
Neredeyse seninle konuşmaya korkuyordum.
Neredeyse şemsiyemi trende unutuyordum.
Ben hemen hemen her gün gezerim.
Ben çoğunlukla her gün dalış yaparım.
Neredeyse her gün kavga ederim.
Neredeyse her gün münakaşa ederim.
Ben neredeyse her gün sigara içerim.
Tom neredeyse konferansı unuttu.
Otopark hemen hemen boş.
Tom neredeyse mutlu görünüyor.
- Neredeyse herkes geç kaldı.
- Neredeyse herkes gecikti.
Neredeyse bana çarpıyordun.
Neredeyse gitme zamanı.
Benim vardiya neredeyse bitti.
Neredeyse herkes ölmüştü.
Orada neredeyse her zaman yağmur yağıyor.
Hemen hemen herkes zamanında geldi.
Saat yaklaşık üç.
Neredeyse tüm deplasman oyunlarını kaybettik.
Neredeyse yapılmış.
Restoran neredeyse boştu.
Korkunç, neredeyse okunaksız bir karalama.
Neredeyse her zaman.
Bu neredeyse mükemmel olur.
Ben hemen hemen bütün şeyi anladım!
Neredeyse boş.
- Neredeyse seni görmedim.
- Seni neredeyse görmüyordum.
Neredeyse yakıtımız bitti.
Tom neredeyse hazır.
O neredeyse nehirde boğuluyordu.
Neredeyse her gün yüzerim.
Neredeyse her şey ters gitti.
Neredeyse midem bulandı.
Isı neredeyse dayanılmazdı.
- Kapatın.
- Kapat.
Neredeyse tanıdığım herkes Fransızca konuşabilir.
Gösteri neredeyse bitti.
Yavrular tam erişkinliğe yaklaşmış olsalar da
- İşimiz bitmek üzere.
- İşimiz neredeyse bitti.
Neredeyse her gün fıkralar okurum.
Neredeyse her gün arabamı yıkarım.
Neredeyse her gün Tatoeba'yı ziyaret ederim.
Hemen hemen her gün kek pişiririm.
Neredeyse her gün şifremi değiştiririm.
Neredeyse her gün kestiririm.
Marika'yı neredeyse her gün görürüm.
O neredeyse her zaman evde.
Otobüs neredeyse tamamen boştu.
Neredeyse hiç hatalı değilsin.
Neredeyse yarım saattir bekliyorum.
Tren neredeyse bir saat geç kaldı.
Hemen hemen hiç yakın dostu yoktur.
Tom neredeyse beni ikna etti.
Yaklaşık 180 santimetre boyundayım.
Neredeyse senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Tom neredeyse her zaman haklı.
O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.
- Neredeyse bir araba tarafından çarpılacaktı.
- Ona az daha araba çarpıyordu.
Tom neredeyse her zaman Fransızca konuşur.
Tom şimdi neredeyse evde.
Neredeyse her sabah duş alırım.
Keçiler neredeyse her şeyi yiyebilir.
Tom'un buraya zamanında gelmeyeceğini neredeyse garanti edebilirim.
Neredeyse araba beni ezecekti.
Tom hemen hemen her türlü aracı sürebilir.
Sonunu görebiliyorum. Neredeyse vardık.
Asla pes etmeyin, neredeyse geldik.
Fakat neredeyse 11.30.
Neredeyse tüm Japonlar koyu saça sahiptir.