Examples of using "Löytänyt" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir iş buldum.
İyi bir adam buldun.
Bir çare buldun mu?
Tom'u bulmadım.
Bir şey buldun mu?
Onu buldun mu?
Henüz bir iş bulmadım.
Yeni bir şey bulmadım.
Tom bir iş buldu.
Tom hiçbir şey bulamadı.
- Bir daire buldun mu?
- Daire bulabildiniz mi?
- Henüz bir daire bulamadın mı?
Bir makastan başka bir şey bulmadım.
Henüz anahtarlarımı bulmadım.
Henüz Prens Charming'i buldunuz mu?
Henüz mükemmel bir kocayla karşılaşmadım.
Etrafa baktım ama hiçbir şey bulamadım.
Polis zorla giriş izi bulamadı.
Tom henüz Mary'yi bulmadı.
Tatoeba'nın karanlık yönünü kesinlikle keşfettim.
O aradığını bulamadı.
Teyzemin bilgisayarında bir sürü virüs buldum.
Bu dişi, eşini de bu şekilde bulmuş olabilir.
Onu bulamadım. Yuvasında yoktu.
Polis henüz şüphelinin izini bulmadı.
Polis onun ceplerini aradı ama hiçbir şey bulmadı.
çünkü yaklaşık 80 yıllık ömrümde anladım ki
Pasaportumu bulamadığımda çok sinirlendim.
Tom'un Mary'yi şimdiye kadar bulacağını sanıyordum.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
Gerçeği arayanlara inan ve onu bulanlardan kuşkulan.
Tom neredeyse her yere baktığını söylese bile Mary'yi bulamadı.
Seni bulduğuma sevindim.
Bunun tam olarak senin istediğin şey olmadığını biliyorum ama bütün bulabildiğim bu.
Mary'yi etraflıca muayene ettikten sonra doktor, onun bu durumuna yol açacak hiçbir fiziksel sebep bulamadı ve sebebin psikosomatik olduğu sonucuna vardı.