Examples of using "Lähtemästä" in a sentence and their turkish translations:
Tayfun, uçağımızın kalkmasını engelledi.
Şiddetli kar yağışı trenin gidişini engelledi.
Şiddetli yağmur balık tutmaya gitmemizi engelledi.
Tom, benim sınıftan çıkmama engel oldu.
Tom gitmeyi reddetti.
Kızının dışarı çıkmasına engel olamadı.