Examples of using "Helppoa" in a sentence and their turkish translations:
Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.
- Bu kolay.
- O kolaydır.
Kolaydı.
O çok kolaydır.
Kolay olmayacak.
Yüzmeyi öğrenmek bir çocuk oyuncağı.
Planı gerçekleştirmek kolaydı.
Hayat kolay değil.
Bu çok kolaydı.
O çok kolaydı.
- O çok kolay.
- Çok kolay.
Kolay olacak.
Yaşamak kolay değildir.
Bu kolay değil.
Birisinden nefret etmek çok kolaydır.
Esperanto telaffuzu kolaydır.
Tom'u bulmak kolay olmayacak.
Ben saf değilim.
Ormanda hayatta kalmak kolay değil.
Her zaman kolay değil.
...yaşaması kolay bir yer değildir.
Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.
O kadar kolay değil.
- Kolay olmayacak.
- O kolay olmayacak.
Kot pantolonla çalışmak kolaydır.
Bu çok çok kolaydı.
Hepsi çok kolaydı.
Hayat hiç kolay değil.
İngilizce konuşmak kolay değildir.
Fransızca konuşmak benim için kolay.
Bu kolay değildi.
İş işten geçince akıllanmak kolaydır.
- Bu işin kolay olduğunu düşünüyor musun?
- Bu işin kolay olduğunu mu sanıyorsun?
İşimin kolay olduğunu düşünüyor musun?
Onu yapmak oldukça basitti.
Bunun her zaman kolay olmadığını biliyorum.
Bu metni çevirmek çok kolay olacak.
Basit! Her zaman kolay değil.
Gençken yıkmayı daha kolay buluyoruz.
İngilizce bir aşk mektubu yazmak kolay değildir.
Endişelenme. Bu kolay.
Kolay olmadığını biliyorum.
Parka giden yolu bulmak kolay değildir.
Zamana ayak uydurmak kolay değil.
Bazen o bu kadar basit değil.
Ben, bu soruya cevap vermeyi kolay buldum.
Avustralya'da bir silah satın almak ne kadar kolaydır?
Mikrofonun ek ücrete tabi olduğunu unutmak kolay.
Vay canına, buradan düşmek çok kolay olurdu!
İyi iş! Bu çölde hayatta kalmak kolay değil
O hayat, kürklü fok yavrusu için hiç kolay değil.
Göründüğü kadar kolay değil.
Bunun kolay olacağını söylemedim.
Bunun çok kolay olduğunu söyledin.
İyi ile kötü arasındaki farkı anlatmak her zaman kolay değildir.
Boston'da bir iş bulmanın kolay olacağını düşünüyor musun?
Mary'yi gitmeye ikna etmek kolay olmayacak.
Deneyimlerime dayanarak koyun yakalamanın kolay olmadığını biliyorum.
Hava kararınca kapkaçın daha kolay olduğunu biliyorlar.
Onunla birlikte yaşamanın o kadar kolay olmadığı çıktı.
Bunun kolay olacağını asla söylemedim.
O gerçekten kolaydı.
Çok kolay.
Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.
Bu kolay olmayacak ama zekice seçimler yaparsak
Sigarayı bırakmak kolaydır. Bunu yüzlerce kez yaptım.
Kolay değil ama yine de onu yapacağız.
Bu tarz işi daha önce de yaptığım için işi kolay buldum.
Fransızca konuşmak kolay değil ama eğlencelidir.
Hayat kolay değil.
Soruna cevap vermek kolay.
Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.
Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.
O kadar az zaman içerisinde bu kadar çok para kazanmak çok kolay değildi.
Tom bir şans yakalayamaz.
Çeviri neredeyse birçok insanını düşünebileceği kadar kolay değildir.
Yazmak kolaydır. Yapmak zorunda olduğun tek şey yanlış kelimeleri silmektir.
Mumbai gibi kent ormanlarındaki başıboş köpek, kedi ve tavukların, yani kolay lokmaların peşinde.
Bunun kolay olacağını düşünmüştüm, fakat bütün gün çalışıyoruz ve hâlâ bitirmedik.
Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.
Doğru olanı seç, kolay olanı değil.
İyi örnek cümleler yazmak o kadar kolaydır ki bir sürü kötü olanlardan kurtulma sürecinde birkaç iyi cümleyi kazara iptal etsek bile, sanırım çok sayıda iptal yaparak bu korpusun kalitesini şiddetle geliştirebiliriz.