Examples of using "Liian" in a sentence and their turkish translations:
Çok pahalı!
Çok geç.
Ben çok sarhoşum.
Sen çok uzakta oturuyorsun.
Çok geç.
Sen çok safsın.
- Saçınız çok uzun.
- Saçın çok uzun.
Eleştiremeyecek kadar çok duyarlısın.
- O çok büyük.
- Bu çok büyük.
O çok sarhoş.
Onlar çok büyük.
Çok yaşlı olduğumu düşünmüştüm.
Saçım çok uzun.
Bunu anlamak için çok gençsin.
Onlar çok büyük.
Ben çok erken vardım.
- Çok hızlı mı konuşuyorum?
- Çok mu hızlı konuşuyorum?
Çok karanlık.
Çok hızlı sürüyorsun.
Çok çok hızlı sürüyorsun.
Ben çok hızlıydım.
Ben çok kısayım.
Sen çok burnunu sokuyorsun.
Çok geç kaldın.
Çok korkmuştum.
Çok kibarsın.
Çok küçüktüm.
Çok idealistsin.
Hava çok soğuk.
Çok erken geldin.
Biz uyuyakaldık.
Belki çok hızlı vazgeçtin.
Tom kendine fazla güvenendir.
Çok geç kalmadın.
- Onu yapmak için fazla gençsin.
- Onu yapamayacak kadar gençsiniz.
- O çok pahalı.
- Çok pahalı!
O çok derin değil.
Bu çok pahalı.
Bunun çok büyük olduğunu düşünüyor musun?
Sizin için çok hızlı konuşuyor muyum?
Hayır. Onlar çok küçükler.
- Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif.
- Artık iyi; ne çok ağır ne de çok hafif.
Çok uzun saçlarım var.
O sınıf çok küçük.
Çok aydınlık olursa kolayca görülürler.
Bu karar üstünde çok zaman harcamayalım.
Bu çok küçük.
Siz çok çalışıyorsunuz.
Çok uzağa gidiyorsun.
Radyonun sesi çok yüksek.
Çorba çok sıcak.
O çok hızlı konuşur.
O çok yaşlı.
Koşamayacak kadar çok yorgunum.
Çok fazla bekleme.
O, çok duyarlıdır.
Tom çok genç.
Çok tehlikeli.
Çayım çok tatlı.
O çok kolay görünüyordu.
Bu çok kolay görünüyor.
Zaten çok geçti.
Belki çok geçtir.
Zaman çok hızlı geçiyor!
Artık çok geç.
Belki çok iyimserdik.
Bu çok büyük mü?
Seçmesi çok zordur.
Sen çok çok geç kaldın.
Beni çok iyi tanıyorsun.
Buraya çok erken geldin.
Benim için çok iyisin.
Çok çok hızlı sürüyorsun.
Benim burnum fazla büyük.
Bu çok kolaydı.
Çok talepkar mıyım?
Ayakkabılarım çok küçük.
Burada hava çok sıcak.
Burası çok gürültülü.
Çok genç evlendim.
Biz onu çok geç fark ettik.
O çok kolaydı.
O çok çok uzakta.
Risk çok fazla büyük.
- Yapacak çok şey var!
- Yapacak çok fazla şeyler var!
Ses çok yüksek.
- O çok büyük.
- Çok büyük.
Sen çok küçüksün.
Ayrılmak için çok erken.
Ben hâlâ çok zayıfım.
Sen çok çok karamsarsın.
Çok uzağa gittik.