Examples of using "Worthless" in a sentence and their turkish translations:
Ben değersizim.
Bu işe yaramaz.
Bu değersiz olacak.
O değersiz görünüyor.
O değersiz bir hurda.
Onun önerisi değersizdi.
Onun görüşü işe yaramaz.
Bu makine değersiz.
Bu bütünüyle işe yaramaz.
Onun görüşü değersiz.
Bu harita değersiz.
Senin görüşün değersiz.
- Sizin görüşünüz değersiz.
- Sizin görüşleriniz değersiz.
O teker beş para etmez.
Size değersiz olduğunu söyleyen herkesi görmezden gelin. Kimse değersiz değildir.
Bir kadının gözyaşları değersizdir.
Bir kadının ağlaması değersizdir.
Benim varlığım değersiz ve anlamsız.
Sami, Leyla'ya değersiz olduğunu söyledi.
Değersiz olmasına rağmen, onu seviyorum.
Planlar değersizdir ama planlama her şeydir.
Kimsenin senin değersiz olduğunu söylemesine izin verme.
Sen değersiz bir kocasın. Senden nefret ediyorum.
Esperantodan daha değersiz hobiler var.
Bir tehdit altında verilen bir söz değersizdir.
Sekiz yaşında bir araba neredeyse değersizdir.
O değersizdir.
Sen değersiz bir kocasın.
Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.
Eğer biri size değersiz olduğunuzu söylerse, sadece onları görmezden gelin.
Fabrika o kadar eskiydi ki sahipleri fabrikanın değersiz olduğunu düşünüyordu.
Öldüğünüzde dünyadaki tüm servet değersizdir.
Öldüğünüz zaman, tüm zenginlikleriniz sizin için değersiz hale gelecektir.
Onun görüşleri değersizdir.
Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.