Translation of "Wet" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Wet" in a sentence and their turkish translations:

- That is wet.
- She's wet.
- He's wet.
- It is wet.
- That's wet.

O ıslak.

- That is wet.
- That's wet.

O ıslak.

- I'm soaking wet.
- I'm soaking wet!

Ben iliklerime kadar ıslandım.

She's wet.

O ıslak.

I'm wet.

Islağım.

- My hair is wet.
- His hair's wet.

Saçım ıslak.

- Tom is wet.
- Tom is getting wet.

Tom ıslanıyor.

- Tom's hair is wet.
- Tom's hair's wet.

Tom'un saçı ıslak.

- My sneakers are wet.
- My trainers are wet.

Spor ayakkabılarım ıslak.

- Cats dislike being wet.
- Cats hate to get wet.
- Cats don't like to get wet.
- Cats don't like getting wet.

Kediler ıslanmayı sevmezler.

You're wet through.

Sen baştan aşağı ıslaksın.

You're soaking wet.

İliklerine kadar ıslanmışsın.

You'll get wet.

- Islanacaksın.
- Islanacaksınız.

Tom was wet.

Tom ıslaktı.

Caution! Wet Paint

Dikkat! Islak boya.

Tom is wet.

Tom ıslak.

It's all wet.

Onun hepsi ıslak.

They were wet.

Onlar ıslandı.

I was wet.

Islaktım.

Why's everyone wet?

Neden herkes ıslak?

It is wet.

- Hava yağışlı.
- Islak.

It's very wet.

Çok ıslak.

It was wet.

O ıslaktı.

You're all wet.

Hepiniz ıslanmışsınız.

I'm getting wet.

Ben ıslanıyorum.

Caution: wet floor

Dikkat: ıslak zemin.

Tom wasn't wet.

Tom ıslanmamıştı.

Tom isn't wet.

Tom ıslak değil.

My trousers are wet.

Benim pantolon ıslak.

Everybody has wet dreams.

Herkesin erotik rüyaları vardır.

My cat is wet.

Kedim ıslaktır.

I'm cold and wet.

Ben üşüdüm ve ıslağım.

- You're wet.
- You're soaking.

Islaksın.

The cat is wet.

Kedi ıslak.

The towel is wet.

Havlu ıslak.

Your pussy is wet.

Senin kedin ıslak.

Luckily nobody got wet.

İyi ki kimse ıslanmadı.

She has wet hair.

Saçı ıslak.

The dogs are wet.

Köpekler ıslak.

The street is wet.

Cadde ıslak.

The ground seems wet.

Zemin ıslak görünüyor.

Tom's feet got wet.

Tom'un ayakları ıslandı.

Her eyes were wet.

Onun gözleri ıslaktı.

Cats dislike being wet.

Kediler ıslak olmaktan hoşlanmazlar.

The ball was wet.

Top ıslaktı.

I got soaking wet.

- Ben iliklerime kadar ıslandım.
- Ben sırılsıklam ıslandım.

My shoes got wet.

Ayakkabılarım ıslandı.

It is very wet.

Bu çok ıslak.

Why is Tom wet?

Tom neden ıslak?

My knickers are wet.

Benim külodum ıslak.

My underpants are wet.

İç çamaşırım ıslak.

Tom got soaking wet.

Tom iliklerine kadar ıslandı.

My feet got wet.

Ayaklarım ıslandı.

Your clothes are wet.

Elbiseleriniz ıslak.

My clothes are wet.

Elbiselerim ıslak.

The matches were wet.

Kibritler ıslaktı.

Tom was soaking wet.

Tom sırılsıklam olmuştu.

Tom is all wet.

- Tom sırılsıklam.
- Tom tamamen ıslak.

My socks are wet.

Çoraplarım ıslak.

Why are you wet?

Neden ıslaksın?

- We were all soaking wet.
- All of us were soaking wet.

- Hepimiz sırılsıklam olmuştuk.
- Hepimiz donumuza kadar ıslanmıştık.
- Hepimiz iliklerimize kadar ıslanmıştık.

Don't touch the wet paint.

Islak boyaya dokunmayın.

I got my shoes wet.

Benim ayakkabılarımı ıslattım.

Take off your wet clothes.

Islak elbiselerini çıkar.

Where did you wet them?

Onları nerede ıslattın?

The ink is still wet.

Mürekkep hala ıslak.

The blood was still wet.

Kan henüz ıslaktı.

Cats hate to get wet.

Kediler ıslanmaktan nefret ederler.

My hair is still wet.

Saçım hâlâ ıslak.

The ground is still wet.

Zemin hâlâ ıslak.

Is your hair still wet?

Saçın hâlâ ıslak mı?

The blanket is still wet.

Battaniye hâlâ ıslak.

The paint is still wet.

Boya hâlâ yaş.

The cement was still wet.

Çimento hâlâ ıslaktı.

We're bound to get wet.

Bizim ıslanacağımız kesin.

Tom removed his wet socks.

Tom ıslak çoraplarını çıkardı.

She removed her wet socks.

O, ıslak çoraplarını çıkardı.

Wet firewood doesn't burn well.

Islak odun iyi yanmaz.

Your hair's not even wet.

Saçın ıslak bile değil.

Tom still has wet hair.

Tom'un hâlâ ıslak saçı var.

He removed his wet socks.

O, ıslak çoraplarını çıkardı.

I was cold and wet.

Üşüdüm ve ıslaktım.

He was wet all over.

O tamamen ıslaktı.

Tom doesn't mind getting wet.

Tom ıslanmayı umursamıyor.

Tom arrived home soaking wet.

Tom eve sırılsıklam ıslak vardı.

Tom's clothes are soaking wet.

Tom'un giysileri sırılsıklam.

I still have wet hair.

Benim hâlâ ıslak saçım var.