Translation of "Weep" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Weep" in a sentence and their turkish translations:

Read it and weep.

Onu oku ve ağla.

My mother did nothing but weep.

Annem ağlamaktan başka hiçbir şey yapmadı.

I weep for my lost youth.

Kayıp gençliğim için ağlıyorum.

Who will weep when I die?

Ben ölünce kim ağlayacak?

She began to grumble and then to weep.

Söylenmeye ve ardından ağlamaya başladı.

- Tom made me cry.
- Tom made me weep.

Tom beni ağlattı.

The poor little girl did nothing but weep.

Zavallı küçük kız ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

As soon as she saw me, she began to weep.

O beni görür görmez ağlamaya başladı.

Fear not for the future, weep not for the past.

Gelecek için korkmayın, geçmiş için ağlamayın.

As soon as she heard the news, she began to weep.

O haberi duyar duymaz ağlamaya başladı.

He did nothing but weep when he heard of his mother's death.

Annesinin ölümünü duyduğunda ağlamaktan başka bir şey yapmadı.

Do not weep, child. I am only going away for a little while.

Ağlama evlat. Ben sadece bir süre için gidiyorum.