Translation of "Girl" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Girl" in a sentence and their turkish translations:

This girl is not that girl.

Bu kız o kız değildir.

Girl: Fourteen.

Kız: On dört.

Good girl!

Uslu kız!

Good girl.

Uslu kız.

- She's a girl.
- She is a girl.

O bir kız.

- I am a girl.
- I'm a girl.

Ben bir kızım.

- Where's the girl?
- Where is the girl?

Kız nerede?

- Who is this girl?
- Who's that girl?

O kız kim?

- She's a great girl.
- She's a marvelous girl.

O harika bir kız.

- A girl phoned me.
- A girl called me.

Bir kızdan çağrı aldım.

- You're one lucky girl.
- You're a lucky girl.

Sen şanslı bir kızsın.

- You're a strange girl.
- You're a peculiar girl.

Sen tuhaf bir kızsın.

- I see the girl.
- I see a girl.

Ben bir kız görüyorum.

A D girl.

bir D kızı.

That's my girl.

O benim kızım.

Typical girl talk!

Tipik kız konuşması!

She's a girl.

O bir kız.

Hurry up, girl!

Acele et kız!

Where's the girl?

Kız nerede?

That's Tom's girl.

O, Tom'un kızı.

Who's that girl?

O kız kimdir?

This is a white girl and an Arab girl.

Bir beyaz bir kız ve bir Arap kız.

- She is a blonde girl.
- She's a blonde girl.

O, sarışın bir kız.

Maybe this girl is not a girl at all.

Belki bu kız bir ladyboydur.

- She is an obstinate girl.
- She's a stubborn girl.

O, kalın kafalı bir kızdır.

- The girl is drinking tea.
- The girl drinks tea.

Kız çay içiyor.

- The girl burst into tears.
- The girl broke into tears.
- The girl melted into tears.

Kız gözyaşlarına boğuldu.

- The girl did not say anything.
- The girl didn't say anything.
- The girl said nothing.

Kız bir şey söylemedi.

- The girl resembles her mother.
- That girl resembles her mother.
- That girl looks like her mother.

Şu kız annesine benziyor.

- That girl looks boyish.
- That girl looks like a boy.

Şu kız oğlansı görünüyor.

- Mary was an agreeable girl.
- Mary was a likable girl.

Mary sempatik bir kızdı.

- I'm just an average girl.
- I'm just a normal girl.

Ben sadece sıradan bir kızım.

- She's a very nice girl.
- She's a very beautiful girl.

O çok güzel bir kız.

- She's a really nice girl.
- She is really a good girl.
- She is a really good girl.

O gerçekten iyi bir kız.

Girl: Because she's black.

Kız: Çünkü o siyahi.

The girl is lonely.

Kız yalnız.

The girl appeared sick.

Kız hasta görünüyordu.

I hate this girl.

Bu kızdan nefret ediyorum.

She's a modern girl.

O modern bir kızdır.

I know the girl.

Kızı tanıyorum.

She's a glamorous girl.

O büyüleyici bir kız.

I know that girl.

O kızı tanıyorum.

The girl looked ill.

Kız hasta görünüyor.

You're a nice girl.

Sen güzel bir kızsın.

The young girl sighed.

Genç kız içini çekti.

She's a smart girl.

O akıllı bir kız.

He saw the girl.

O, kızı gördü.

The girl is jumping.

Kız atlıyor.

Laurie is a girl.

Laurie bir kızdır.

I see the girl.

Kızı görüyorum.

She's a sweet girl.

O, tatlı bir kız.

She's a good girl.

O, iyi bir kız.

She's an honest girl.

O, dürüst bir kız.

The girl is ugly.

Kız çirkin.

Be a good girl.

İyi bir kız ol.

It's a girl thing.

Bu bir kız meselesi.

Who's the new girl?

Yeni kız kim?

Where's the new girl?

Yeni kız nerede?

You're just a girl.

Sen sadece bir kızsın.

There's a girl missing.

Eksik bir kız var.

You're my girl now.

Artık benim sevgilimsin.

She's a stubborn girl.

O inatçı bir kız.

The girl likes horses.

Kız atları seviyor.

The girl looked around.

Kız etrafına baktı.

A girl phoned me.

Bir kız beni aradı.

She's a lucky girl.

O şanslı bir kız.

The girl is beautiful.

Kız güzel.

This is a girl.

Bu bir kız.

You're a beautiful girl.

Sen güzel bir kızsın.

You're a cute girl.

Tatlı bir kızsın.

She's the perfect girl.

O, mükemmel kız.

You're an attractive girl.

Çekici bir kızsın.

You're not a girl.

Sen bir kız değilsin.

I'm a normal girl.

Ben normal bir kızım.

Who's the lucky girl?

Şanslı kız kim?

You're a lucky girl.

Şanslı bir kızsın.

The little girl sleeps.

Küçük kız uyur.

Look at that girl!

Şu kıza bak!

The girl is writing.

Kız yazıyor.

The girl is Irish.

Kız İrlandalı.

This girl looks boyish.

Şu kız oğlansı görünüyor.

She's a wonderful girl.

O müthiş bir kız.

That girl is hot.

O kız seksi.

That girl is Mary.

O kız, Mary'dir.

What a cute girl!

Ne sevimli bir kız!

What a pretty girl!

Ne güzel bir kız!

Who was that girl?

O kız kimdi?

I'm a simple girl.

Ben basit bir kızım.

I met a girl.

Bir kızla tanıştım.