Translation of "Wins" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Wins" in a sentence and their turkish translations:

Everyone wins.

Herkes kazanır.

Everybody wins!

Herkes kazandı!

Black wins.

Siyah kazanır.

Evil always wins.

Kötülük her zaman kazanır.

Gravity wins again!

Yerçekimi bir defa daha zafer kazandı!

Evil sometimes wins.

Kötülük bazen kazanır.

Tom always wins.

Tom her zaman kazanır.

Tom sometimes wins.

Tom bazen kazanır.

Tom usually wins.

Tom genellikle kazanır.

Tom seldom wins.

Tom nadiren kazanır.

Tom often wins.

Tom sık sık kazanır.

Tom never wins.

Tom asla kazanmaz.

The house always wins.

Gazino her zaman kazanır.

Tom usually wins arguments.

- Tom genellikle argümanları kazanır.
- Tom genellikle tartışmaları kazanır.

I hope Tom wins.

Tom'un kazanacağını umuyorum.

Let's see who wins!

Kimin kazanacağını görelim.

Tom wins every time.

Tom her zaman kazanır.

Tom seldom wins arguments.

Tom nadiren tartışmaları kazanır.

The fastest team wins.

En hızlı takım kazanır.

What if Tom wins?

Ya Tom kazanırsa?

Tom frequently wins races.

Tom sık sık yarışları kazanır.

Tom almost always wins.

Tom neredeyse her zaman kazanır.

He seldom wins arguments.

Girdiği tartışmaları nadiren kazanır.

- I sure hope that Tom wins.
- I sure hope Tom wins.

Tom'un kazanacağını umuyorum.

- I hope that my team wins.
- I hope my team wins.

Umarım takımım kazanır.

- Tom said Mary seldom wins.
- Tom said that Mary seldom wins.

Tom, Mary'nin nadiren kazandığını söyledi.

- Tom said Mary always wins.
- Tom said that Mary always wins.

- Tom Mary'nin her zaman kazandığını söyledi.
- Tom, Mary'nin her zaman kazandığını söyledi.

It's emotion that invariably wins.

hislerin baskın çıktığını söylüyor.

The bigger man often wins.

Genellikle büyük adam kazanır.

Good always wins over evil.

İyi kötü karşısında her zaman kazanır.

Tom almost always wins arguments.

Tom hemen hemen her zaman tartışmaları kazanır.

I don't care who wins.

Kimin kazandığı umurumda değil.

Tom doesn't care who wins.

Kimin kazandığı Tom'un umurunda değil.

Tom says Mary seldom wins.

Tom, Mary'nin nadiren kazandığını söylüyor.

Tom says Mary always wins.

Tom, Mary hep kazanır diyor.

Tom says Mary often wins.

Tom, Mary'nin sık sık kazandığını söylüyor.

Your opinion wins every single time."

fikirlerin her seferinde galip geldiğinden."

Patience wins out in the end.

Sabır sonunda kazanır.

Slow and steady wins the race.

Yavaş ve istikrarlı yarışı kazanır.

I don't really care who wins.

Kimin kazandığı gerçekten umurumda değil.

Slow but steady wins the race.

Yavaş ama istikrarlı yarışı kazanır.

Slow but steady progress always wins.

Yavaş ama istikrarlı ilerleme her zaman kazanır.

If Tom wins, I'll be happy.

Eğer Tom kazanırsa mutlu olurum.

Real ability wins in the end.

Gerçek yetenek, sonunda kazanır.

Tom hopes that his team wins.

Tom, takımının kazanmasını umuyor.

You hope Tom wins, don't you?

Tom'un kazanmasını umuyorsun, değil mi?

Mary hopes that her team wins.

Mary, ekibinin kazanmasını umuyor.

I hope Tom wins on Monday.

Umarım Tom pazartesi günü kazanır.

- It makes no matter to me who wins.
- It doesn't matter to me who wins.

Kimin kazanacağı benim için önemli değil.

Whatever game he plays, he always wins.

O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.

It remains to be seen who wins.

Kimin kazandığı zamanla görülecek.

I don't care who wins the game.

- Oyunu kimin kazandığı umurumda değil.
- Maçı kazanın kim olduğu umurumda değil.

I don't care who wins the race.

Yarışı kimin kazanacağı umurumda değil.

We all hope Tom wins the race.

Hepimiz yarışı Tom'un kazanmasını umuyoruz.

Tom says he hopes that Mary wins.

Tom, Mary'nin kazanmasını umduğunu söyledi.

In reality, your opinion wins every single time.

Uygulamada, senin fikirlerin her seferinde galip geliyor.

The boy who writes best wins the prize.

En iyi yazan çocuk ödülü kazanır.

It doesn't matter which team wins the game.

Oyunu hangi takımın kazanacağı önemli değil.

Whoever wins the race will receive the prize.

Yarışı kim kazanırsa ödülü alacak.

It makes no matter to me who wins.

Kimin kazanacağı benim için önemli değil.

I'm worried about what'll happen if Tom wins.

Tom'un kazanması durumunda ne olacağı konusunda endişeliyim.

John wins every time we play the game.

John oyun oynadığımız her zaman kazanır.

No matter what game he plays, he always wins.

Hangi oyunu oynarsa oynasın, o her zaman kazanır.

I don't care if our team wins or not.

Bizim takımın kazanması ya da kazanmaması umurumda değil.

- I don't care who wins.
- I don't care who won.

Kimin kazandığı umurumda değil.

I do not care if our team wins or loses.

Bizim takımın kazanması ya da kaybetmesi umurumda değil.

It doesn't matter what game he plays, he always wins.

Onun hangi oyunu oynadığı önemli değil, o her zaman kazanır.

- I sure hope Tom wins.
- I hope Tom will win.

Umarım Tom kazanır.

- Tom hopes that Mary will win.
- Tom hopes Mary wins.

Tom Mary'nin kazanmasını umuyor.

It is justice, and not might, that wins in the end.

Sonunda kazanacak olan güç değil adalettir.

Personally, I don't think it makes any difference who wins the election.

Şahsen, seçimi kimin kazanacağının herhangi bir yaratacağını sanmıyorum.

The two armies, Vlad wins the duel and kills Vladislav, then proceeds to march unopposed

Vlad düelloyu kazanır ve Vladislav'ı öldürür...

The tiny male wins his mate. In a noisy world, sometimes it pays to be quiet.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.