Translation of "Translating" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Translating" in a sentence and their turkish translations:

I am translating.

Ben çeviri yapıyorum.

Let's start translating!

Çeviriye başlayalım!

Translating is exhausting.

Çeviri yorucudur.

I hate translating.

Çeviriden nefret ediyorum.

Translating is fun.

Çeviri yapmak eğlencelidir.

- I am translating an article.
- I'm translating an article.

Bir makale çeviriyorum.

I'm tired of translating.

Çeviri yapmaktan bıktım.

Translating is my passion.

Çevirmek benim tutkum.

Tom can't stop translating.

Tom çeviri yapmayı bırakamaz.

I'm translating a book.

Bir kitap çeviriyorum.

Thanks for translating my sentences.

Cümlelerimi çevirdiğin için teşekkürler.

Translating languages is very difficult.

Dilleri çevirme çok zordur.

I finished translating for today.

Bugün için tercümeyi bitirdim.

Translating wears a person out.

Çeviri bir insanı yıpratır.

Tom doesn't really enjoy translating.

Tom gerçekten tercüme yapmaktan hoşlanmıyor.

I've finished translating the report.

Raporu tercümeyi bitirdim.

Translating is an academic profession.

Çeviri akademik bir meslektir.

- Translating that text will be very easy.
- Translating this text will be very easy.
- Translating this text will be very simple.

Bu metni çevirmek çok basit olacak.

- Translating this text will be very easy.
- Translating this text will be very simple.

- Bu metni çevirmek çok kolay olacak.
- Bu metni çevirmek çok basit olacak.

"When you're translating, you're playing Shakespeare,

"Tercüme ederken, Shakespeare'i oynarsın,

Why are you translating this article?

Bu makaleyi neden çeviriyorsun?

Hey! Nobody is translating my sentences!

Hey! Kimse cümlelerimi çevirmiyor.

Translating this text will be very easy.

Bu metni çevirmek çok kolay olacak.

Translating this sentence will be very easy.

Bu cümleyi çevirmek çok kolay olacak.

Some things are perhaps not worth translating.

Bazı şeyler belki tercüme etmeye değmez.

Would you mind translating this for me?

- Sakıncası yoksa bunu benim için çevirebilir misiniz ?
- Bunu benim için çevirebilir misiniz?

I don't feel like translating this sentence.

Bu cümleyi çevirmek istemiyorum.

You'll never finish translating sentences on Tatoeba.

Tatoeba'da cümleleri çevirmeyi asla bitirmeyeceksin.

Translating that text will be very easy.

O metni çevirmek çok kolay olacak.

I couldn't imagine translating without the internet.

İnternet olmadan çeviri yapmayı hayal edemem.

- I love translating.
- I love to translate.

Çevirmeyi seviyorum.

Instead of listening in class, I'm translating sentences.

Sınıfta dinleme yerine cümleleri çeviriyorum.

I have never thought about translating a book.

Bir kitap çevirmeyi hiç düşünmedim.

I need help translating this document into French.

Bu belgeyi Fransızcaya çevirirken yardıma ihtiyacım var.

Translating this poem is too much for me.

Bu şiiri çevirmek benim için çok zor.

So are you translating or twiddling your fingers?

Öyleyse parmakarını çeviriyor musun döndürüyor musun?

I'm translating this sentence from English into Icelandic.

Bu cümleyi İzlandacadan İngilizceye çeviriyorum.

Thanks for translating my sentences. I appreciate it.

Cümlelerimi çevirdiğin için teşekkürler. Bunu takdir ediyorum.

So are you translating or twiddling your thumbs?

Çeviri mi yapıyorsun yoksa zaman mı öldürüyorsun?

To tell the truth, I don't like translating.

Gerçeği söylemek gerekirse çeviri yapmaktan hoşlanmam.

- I've finished translating everything you asked me to translate.
- I've finished translating everything that you asked me to translate.

Çevirmemi istediğin her şeyi çevirmeyi bitirdim.

Translating helps us to know our mother tongue better.

Çeviri yapmak, bize ana dilimizi daha iyi bilmemizde yardımcı olur.

At this very moment, you're reading and translating this.

Tam şu anda, bunu okuyup çeviriyorsun.

I prefer translating old sentences to adding new ones.

Yenilerini eklemektense, eski cümleleri çevirmeyi tercih ederim.

Translating this material calls for a lot of patience.

Bu materyali çevirme çok sabır gerektirir.

Tom was busy translating some documents for the boss.

Tom patron için bazı belgeleri çevirmekle meşguldü.

I like listening to music while I'm translating something.

Bir şey çevirirken müzik dinlemekten hoşlanırım.

All languages are hard in translating from them to Lojban.

Tüm dilleri onlardan Lojbana çevirmek zordur.

Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

I spent the whole afternoon translating story books to Spanish.

Bütün öğleden sonrayı hikaye kitaplarını İspanyolcaya çevirmekle geçirdim.

I bet that translating this text will be really easy.

Bahse girerim bu metni çevirmek gerçekten kolay olacak.

Try to understand it in Spanish, without translating to English.

İngilizce çeviri olmadan bunu İspanyolca anlamaya çalışın.

Tom makes a lot of money translating menus for restaurants.

Tom restoranlar için menüleri çevirerek çok para kazanır.

This is the first time I've ever got tired of translating.

Şimdiye kadar ilk kez çeviri yapmaktan bıktım.

I would just like to thank you for translating my sentences.

Cümlelerimi çevirdiğin için sana teşekkür etmek istiyorum.

Translating is not nearly as easy as many people might think.

Çeviri neredeyse birçok insanını düşünebileceği kadar kolay değildir.

When translating, I was able to get a sense of my culture

Çeviri yaparken, kültürüm hakkında bir fikir edindim

You can get as much knowledge as I can from translating it,

benim çevirirken edindiğim bilgi kadar bilgi edinebilirsiniz

Who was responsible for voicing over and translating into BSL for me.

benim için seslendirme ve BSL diline çevirmeyle sorumluydu.

Thanks a lot for the link, I love translating and learning languages!

Bağlantı için çok teşekkürler, çeviri yapmayı ve dilleri öğrenmeyi severim!

Translating is a great pleasure for me. I wouldn't do it otherwise.

Çeviri benim için büyük bir zevk. Ben başka türlü yapmazdım.

Tom was fucking Mary while translating this sentence on his Android device.

Tom bu cümleyi Android cihazında çevirirken Mary'yi beceriyordu.

I wonder if there is any point in translating proverbs into English.

Atasözlerini İngilizceye çevirmede bir amacın olup olmadığını merak ediyorum.

Translating for Tatoeba is a good way to spend your free time.

Tatoeba'da çeviri yapmak, boş zamanlarınızı geçirmenin iyi bir yoludur.

This sentence allows for multiple interpretations that I had to consider when translating.

Bu cümle, çevrilmeye çalışıldığında göz önünde bulundurmam gereken birden fazla çeviriye imkan tanıyor.

Tom is unwilling to accept the fact that he needs help when translating.

Tom çeviri yaparken yardıma ihtiyacı olduğu gerçeğini kabul etmek istemiyor.

Tom has never been bored. He spends all of his free time translating sentences.

Tom hiç sıkılmadı. O tüm boş zamanını cümleleri çevirerek harcar.

And the value in translating is for me to be able to see these complex nuances

Çevirideki değer benim için bu karmaşık nüansları görebilmem

One of the most widespread errors in translating is to translate too literally – word by word.

Motomot -kelime kelime çevirmek, çevirideki en yaygın hatalardan biridir.

I'm addicted to translating sentences from French into English on Tatoeba, and Spanish is tempting me sorely.

Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.

Tom was unaware of some errors he had made when translating an important document for his boss.

Tom patronu için önemli bir belgeyi çevirirken, bazı hatalar yaptığının farkında değildi.

Make a good translation of the sentence that you are translating. Don't let translations into other languages influence you.

Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.