Translation of "Timid" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Timid" in a sentence and their turkish translations:

I'm timid.

Ben çekingenim.

He's very timid.

O çok ürkek.

You're very timid.

Çok ürkeksin.

Tom is timid.

Tom çekingen.

Tom isn't timid.

Tom ürkek değildir.

Tom was timid.

Tom çekingendi.

I'm quite timid.

Ben oldukça ürkeğim.

- He is timid as a hare.
- He's as timid as a rabbit.
- He's very timid.

O çok ürkek.

- Tom was a timid child.
- Tom was a timid kid.

Tom pısırık bir çocuktu.

Tom is very timid.

Tom çok ürkektir.

- We're shy.
- We're timid.

Biz çekingeniz.

- You're shy.
- You're timid.

Sen çekingensin.

The rabbits are timid.

Tavşanlar ürkektir.

- I think Tom is timid.
- I think that Tom is timid.

Sanırım Tom çekingen.

Tom is timid, isn't he?

Tom ürkek, değil mi?

Tom is a timid boy.

Tom ürkek bir çocuk.

Tom isn't a timid boy.

Tom pısırık bir çocuk değil.

- I don't think Tom is timid.
- I don't think that Tom is timid.

Tom'un ürkek olduğunu sanmıyorum.

The timid man trembled with fear.

Ürkek adam korkuyla titredi.

A mouse is a timid creature.

Bir fare çekingen bir yaratıktır.

He's as timid as a rabbit.

O, bir tavşan kadar ürkek.

- Tom isn't shy.
- Tom isn't timid.

Tom utangaç değil.

- Tom was shy.
- Tom was timid.

Tom utangaçtı.

He is timid as a hare.

Tavşan gibi ürkekti.

He is as timid as a mouse.

O, süt dökmüş kedi gibi.

Tom is too timid to do that.

Tom bunu yapmak için çok ürkek.

- Tom's shy.
- Tom is shy.
- Tom is timid.

Tom utangaç.

- Tom is very shy.
- Tom is very timid.

Tom çok utangaçtır.

I did not think he was so timid.

Onun böyle ürkek olduğunu düşünmemiştim.

I didn't think Tom would be so timid.

- Tom'un bu kadar ürkek olacağını düşünmedim.
- Tom'un bu kadar çekingen olacağını düşünmedim.

Tom isn't as timid as he used to be.

Tom eskisi kadar çekingen değil.

Bob is very timid and blushes when chatting with girls.

Bob çok çekingendir ve kızlarla sohbet ederken kızarır.

She seems timid, but she's actually a strong-willed person.

O ürkek görünüyor, ama o aslında iradeli bir kişidir.

Though timid in some respects, he was very bold in others.

Bazı konularda çekingen olmasına rağmen, başkalarında çok cesurdu.

- She is a very shy girl.
- She's a very timid girl.

- O çok ürkek bir kız.
- O çok çekingen bir kız.

Miss Pate felt timid about making a speech before a hundred people.

Bayan Pate yüz kişinin önünde bir konuşma yapma hakkında çekingen hissetti.

Generally speaking, we Japanese are a little too timid in speaking foreign languages.

Genel olarak konuşursak, biz Japonlar yabancı dilleri konuşmaktan çok çekiniyoruz.

Even though he has turned twenty, he's still too timid to chat with girls.

O yirmi yaşına girmesine rağmen, o kızlarla sohbet etmek için hala çok çekinden.

- Tom is quite timid, isn't he?
- Tom is rather shy, isn't he?
- Tom is pretty shy, isn't he?
- Tom is quite shy, isn't he?
- Tom is kind of shy, isn't he?

- Tom oldukça çekingen, değil mi?
- Tom oldukça korkak, değil mi?
- Tom oldukça ürkek, değil mi?