Translation of "Rabbit" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Rabbit" in a sentence and their turkish translations:

Tochtli likes rabbit meat.

Tochtli tavşan etini sever.

Look, there's a rabbit!

Bakın, bir tavşan var!

It's just a rabbit.

Bu sadece bir tavşan.

Tom kept a rabbit.

Tom bir tavşan tuttu.

Tom has a rabbit.

Tom'un bir tavşanı var.

A rabbit has long ears.

Bir tavşanın uzun kulakları vardır.

I've never eaten rabbit meat.

Hiç tavşan eti yemedim.

The dog chased the rabbit.

Köpek tavşanı kovaladı.

It was a bad rabbit.

Kötü bir tavşandı.

Tom couldn't catch the rabbit.

Tom tavşanı yakalayamadı.

The rabbit has long ears.

Tavşanın uzun kulakları var.

The wolf circled the rabbit.

Kurt tavşanın çevresini dolaştı.

Two rabbits, a white rabbit and a black rabbit, lived in a large forest.

İki tavşan, bir beyaz tavşan ve bir siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.

He's as timid as a rabbit.

O, bir tavşan kadar ürkek.

The rabbit hid behind the tree.

Tavşan ağacın arkasına saklandı.

Tom ran like a scared rabbit.

Tom korkmuş bir tavşan gibi koştu.

He ran like a scared rabbit.

O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.

Tom tried to catch the rabbit.

Tom tavşanı yakalamaya çalıştı.

The dog ran after the rabbit.

Köpek tavşanı kovaladı.

The rabbit is eating the carrot.

Tavşan havucu yiyor.

At your service, my little rabbit.

Hizmetindeyim, benim küçük tavşanım.

The rabbit is eating a carrot.

Tavşan havuç yiyor.

They are raising your beautiful rabbit.

Onlar senin güzel tavşanına bakıyorlar.

The rabbit jumped over the dog.

Tavşan, köpeğin üstünden atladı.

Oh, Diana, look, there's a rabbit.

Oh, Diana, bak, bir tavşan var.

The brown dog ate the rabbit.

Kahverengi köpek tavşanı yedi.

It doesn't look like a rabbit.

Tavşana benzemiyor.

Two small rabbits, a white rabbit and a black rabbit, lived in a large forest.

İki küçük tavşan, beyaz tavşan ve siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.

I saw a rabbit in the forest.

Ormanda bir tavşan gördüm.

I keep a rabbit as a pet.

Bir tavşana evcil hayvan olarak bakıyorum.

I have to look after the rabbit.

Tavşana bakmak zorundayım.

Tom fired his gun at the rabbit.

Tom silahını tavşana ateşledi.

A rabbit is running in the garden.

Bahçede bir tavşan koşuyor.

The hipster rabbit refused to eat carrots.

Yenilikçi tavşan havuç yemeyi reddetti.

Tom saw a rabbit in his backyard.

Tom arka bahçesinde bir tavşan gördü.

The lion ate the rabbit in one bite.

Aslan tavşanı bir lokmada yedi.

A lot of boys ran after the rabbit.

Bir sürü çocuk tavşanı kovaladı.

"I really do," replied the little black rabbit.

"Ben gerçekten yaparım, " küçük siyah tavşan cevap verdi.

Next year is the year of the rabbit.

Gelecek yıl tavşan yılı.

I'm going to try to trap that rabbit.

O tavşana tuzak kurmayı deneyeceğim.

"What's the matter?" asked the little white rabbit.

"Ne oldu?" küçük beyaz tavşan sordu.

The dog pursued a rabbit into the forest.

Köpek bir tavşanı ormana kadar kovaladı.

That cloud looks like a rabbit to me.

O bulut bana bir tavşan gibi görünüyor.

A bunch of children ran after the rabbit.

Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.

Why is the rabbit a symbol for Easter?

Tavşan neden paskalya için bir semboldür.

The dog traced the rabbit into the forest.

Köpek, tavşanı ormanda kovaladı.

Mary killed the rabbit with her bare hands.

Mary çıplak elleriyle tavşanı öldürdü.

Are you a man or a frightened rabbit?

Sen bir erkek misin yoksa korkmuş bir tavşan mı?

The white rabbit was invisible in the snow.

Beyaz tavşan karda görünmezdi.

Only Alica and the rabbit live in Wonderland.

Sadece Alice ve tavşan Harikalar Diyarı'nda yaşar.

The rabbit plunged into its burrow and disappeared.

Tavşan oyuğuna daldı ve gözden kayboldu.

- I thought I saw a rabbit on the road.
- I thought that I saw a rabbit on the road.

Yolda bir tavşan gördüğümü sandım.

And the little black rabbit never looked sad again.

Ve küçük siyah tavşan bir daha asla üzgün görünmedi.

I saw a wolf, a fox and a rabbit.

Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.

- A rabbit has long ears.
- Rabbits have long ears.

- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.

A rabbit has long ears and a short tail.

Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu var.

A baby rabbit had been caught in a trap.

Bir yavru tavşan tuzağa yakalanmıştı.

It is difficult to catch a rabbit by hand.

Bir tavşanı elle yakalamak zordur.

I hate people who just rabbit on about themselves.

Kendileri hakkında yüksek ve patavatsız şekilde konuşan insanlardan nefret ederim.

In the snow, the white rabbit was not visible.

Karda beyaz tavşan görünmüyordu.

Have your ever followed the White Rabbit to its hole?

Sen hiç beyaz tavşanı deliğine kadar izledin mi?

Tom's dog dragged the dead rabbit back to its doghouse.

Tom'un Köpeği ölü tavşanı köpek kulübesine geri sürükledi.

He produced a rabbit out of his hat by magic.

Sihirle şapkasından bir tavşan çıkardı.

- Bugs Bunny is a bunny.
- Bugs Bunny is a rabbit.

Bugs Bunny bir tavşandır.

I can't have a child so I bought a rabbit instead.

Bir çocuk sahibi olamıyorum bu yüzden onun yerine bir tavşan aldım.

A mother rabbit keeps her babies warm with her own body.

Anne tavşan kendi vücudu ile yavrularını sıcak tutar.

I saw a man holding a rabbit in his arms yesterday.

Dün kollarında bir tavşan tutan bir adam gördüm.

The poor rabbit, terrified, whimpered in the hands of its owner.

Zavallı tavşan, çok korkmuştu, sahibinin ellerinde inildedi.

The man carried a rabbit wrapped in a towel in his arms.

Adam, kollarında bir havluya sarılmış bir tavşan taşıyordu.

The tail of a fox is longer than that of a rabbit.

Tilkinin kuyruğu tavşanınkinden uzundur.

The ears of a rabbit are longer than those of a fox.

Bir tavşanın kulakları bir tilkininkinden daha uzundur.

This image can be seen either as a duck or as a rabbit.

Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.

- Carrots are good for the eyes. Have you ever seen a rabbit with glasses on?
- Carrots are good for your eyes. Have you ever seen a rabbit wearing glasses?

- Havuçlar gözlerin için iyidir. Sen hiç gözlük takan tavşan gördün mü?
- Havuç gözlerin için iyidir. Sen hiç gözlük takan tavşan gördün mü?

Carrots are good for your eyes. Have you ever seen a rabbit wearing glasses?

Havuçlar gözleriniz için iyidir. Siz hiç gözlük takan bir tavşan gördünüz mü?

- He is timid as a hare.
- He's as timid as a rabbit.
- He's very timid.

O çok ürkek.

Long long ago in India, a monkey, a fox, and a rabbit lived happily together.

Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.

Rather than live a hundred years as a rabbit, live one day as a tiger.

Bir tavşan gibi yüz yıl yaşamaktansa, bir kaplan gibi bir gün yaşa.

He decided to feed his dog the rabbit that he had shot earlier that day.

O, köpeğini o gün daha önce vurduğu tavşanla beslemeye karar verdi.

Why does she call me cute? Cute is such a dumb word. I'm not a rabbit.

Neden o bana sevimli diyor? Sevimli aptalca bir kelimedir. Ben tavşan değilim.

An ash-colored rabbit appeared and as soon as I drew near, it hopped and ran into the woods again.

Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.

The twelve Chinese zodiac signs are the rat, the ox, the tiger, the rabbit, the dragon, the snake, the horse, the sheep, the monkey, the rooster, the dog, and the pig.

On iki Çin burcu, fare, öküz, kaplan, tavşan, ejderha, yılan, at, koyun, maymun, horoz, köpek ve domuzdur.