Examples of using "Rabbit" in a sentence and their turkish translations:
Tochtli tavşan etini sever.
Bakın, bir tavşan var!
Bu sadece bir tavşan.
Tom bir tavşan tuttu.
Tom'un bir tavşanı var.
Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
Hiç tavşan eti yemedim.
Köpek tavşanı kovaladı.
Kötü bir tavşandı.
Tom tavşanı yakalayamadı.
Tavşanın uzun kulakları var.
Kurt tavşanın çevresini dolaştı.
İki tavşan, bir beyaz tavşan ve bir siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.
O, bir tavşan kadar ürkek.
Tavşan ağacın arkasına saklandı.
Tom korkmuş bir tavşan gibi koştu.
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
Tom tavşanı yakalamaya çalıştı.
Köpek tavşanı kovaladı.
Tavşan havucu yiyor.
Hizmetindeyim, benim küçük tavşanım.
Tavşan havuç yiyor.
Onlar senin güzel tavşanına bakıyorlar.
Tavşan, köpeğin üstünden atladı.
Oh, Diana, bak, bir tavşan var.
Kahverengi köpek tavşanı yedi.
Tavşana benzemiyor.
İki küçük tavşan, beyaz tavşan ve siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.
Ormanda bir tavşan gördüm.
Bir tavşana evcil hayvan olarak bakıyorum.
Tavşana bakmak zorundayım.
Tom silahını tavşana ateşledi.
Bahçede bir tavşan koşuyor.
Yenilikçi tavşan havuç yemeyi reddetti.
Tom arka bahçesinde bir tavşan gördü.
Aslan tavşanı bir lokmada yedi.
Bir sürü çocuk tavşanı kovaladı.
"Ben gerçekten yaparım, " küçük siyah tavşan cevap verdi.
Gelecek yıl tavşan yılı.
O tavşana tuzak kurmayı deneyeceğim.
"Ne oldu?" küçük beyaz tavşan sordu.
Köpek bir tavşanı ormana kadar kovaladı.
O bulut bana bir tavşan gibi görünüyor.
Bir grup çocuk tavşanın arkasından koştu.
Tavşan neden paskalya için bir semboldür.
Köpek, tavşanı ormanda kovaladı.
Mary çıplak elleriyle tavşanı öldürdü.
Sen bir erkek misin yoksa korkmuş bir tavşan mı?
Beyaz tavşan karda görünmezdi.
Sadece Alice ve tavşan Harikalar Diyarı'nda yaşar.
Tavşan oyuğuna daldı ve gözden kayboldu.
Yolda bir tavşan gördüğümü sandım.
Ve küçük siyah tavşan bir daha asla üzgün görünmedi.
Ben bir kurt, bir tilki ve bir tavşan gördüm.
- Bir tavşanın uzun kulakları vardır.
- Tavşanların uzun kulakları vardır.
Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu var.
Bir yavru tavşan tuzağa yakalanmıştı.
Bir tavşanı elle yakalamak zordur.
Kendileri hakkında yüksek ve patavatsız şekilde konuşan insanlardan nefret ederim.
Karda beyaz tavşan görünmüyordu.
Sen hiç beyaz tavşanı deliğine kadar izledin mi?
Tom'un Köpeği ölü tavşanı köpek kulübesine geri sürükledi.
Sihirle şapkasından bir tavşan çıkardı.
Bugs Bunny bir tavşandır.
Bir çocuk sahibi olamıyorum bu yüzden onun yerine bir tavşan aldım.
Anne tavşan kendi vücudu ile yavrularını sıcak tutar.
Dün kollarında bir tavşan tutan bir adam gördüm.
Zavallı tavşan, çok korkmuştu, sahibinin ellerinde inildedi.
Adam, kollarında bir havluya sarılmış bir tavşan taşıyordu.
Tilkinin kuyruğu tavşanınkinden uzundur.
Bir tavşanın kulakları bir tilkininkinden daha uzundur.
Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.
- Havuçlar gözlerin için iyidir. Sen hiç gözlük takan tavşan gördün mü?
- Havuç gözlerin için iyidir. Sen hiç gözlük takan tavşan gördün mü?
Havuçlar gözleriniz için iyidir. Siz hiç gözlük takan bir tavşan gördünüz mü?
O çok ürkek.
Uzun uzun zaman önce, bir maymun, bir tilki ve bir tavşan birlikte mutlu şekilde yaşadılar.
Bir tavşan gibi yüz yıl yaşamaktansa, bir kaplan gibi bir gün yaşa.
O, köpeğini o gün daha önce vurduğu tavşanla beslemeye karar verdi.
Neden o bana sevimli diyor? Sevimli aptalca bir kelimedir. Ben tavşan değilim.
Kül rengi bir tavşan ortaya çıktı ve ben yaklaşır yaklaşmaz zıplayıp tekrar ormana doğru koştu.
On iki Çin burcu, fare, öküz, kaplan, tavşan, ejderha, yılan, at, koyun, maymun, horoz, köpek ve domuzdur.