Examples of using "Tension" in a sentence and their turkish translations:
Gerginliği azaltmak için bir şey.
iyice geriyorsunuz.
Gerilimi hissedebiliyor musun?
Güven inşa eder, gerilimi dağıtır
- Soğuk Savaş gerginliği tırmandı.
- Soğuk Savaş gerilimi arttı.
Tom gerilimi hafifletmeye çalıştı.
bir tür gerilim. Bu gerilimin çözümlenmesini istiyorsunuz.
İkimiz arasında büyüyen bir gerginlik hissettim.
Tansiyon kalp hastalığının ana kaynağıdır.
Kardeşler arasında çok gerginlik var.
Bu odada çok gerginlik var.
Tom, John ve Mary arasında bir gerginlik hissetti.
Havadaki gerginlik hissediliyordu.
Onun şakası odadaki gerginliği azalttı.
Cezayir ve Fas arasında gerginlik artıyor.
Kabullenme ve umut arasındaki gergin problemi nasıl çözmeliyiz?
ve altında yatan bu gerginliği anlatacak.
Tom ve Mary arasında çok gerginlik vardı.
- Ege'de yeni bir gerginlik sürecine girilecek.
- Ege Denizi'nde yeni bir gerginlik sürecine girilecek.
- Adalar Denizi'nde yeni bir gerginlik sürecine girilecek.
Mary konuyu değiştirerek gerginliği azaltmaya çalıştı.
Tom ve Mary arasında çok fazla gerilim var.
Sami ve Leyla'nın ilişki sorunları ofiste bir miktar gerginlik yaratmaya başladı.
Tom öyle düşüncesizce yorum yaptı ki başlangıçta önemsiz gibi görünüyordu fakat sonra onun yüzündeki ve beden dilindeki gerilimi gördüm ve bunun onun için gerçekten dünya kadar önemli olduğu çabucak ortaya çıktı.