Translation of "Survival" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Survival" in a sentence and their turkish translations:

And survival...

...gösterişli...

Dynamic moving or static survival?

Dinamik hareket etmek mi, statik sağkalım mı?

Fear is essential for survival.

Korku yaşamak için gereklidir.

Food is essential for survival.

Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir.

It's a matter of survival.

Bu bir ölüm kalım meselesi.

Tom's survival was considered miraculous.

Tom'un hayatta kalması mucizevi kabul edildi.

It's survival of the fittest.

Güçlü olanın hayatta kalmasıdır.

Tom taught Mary survival skills.

Tom, Mary'ye hayatta kalma becerilerini öğretti.

A necessity for our global survival,

bireysel ayrıcalığımıza bir tehdit olarak değil de

Individual sacrifice ensures the colony's survival.

Bireysel fedakârlık, koloninin ayakta kalmasını sağlıyor.

Adaptation is the key to survival.

Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır.

Survival analysis showed a significant reduction.

Yaşam analizi önemli bir düşüş gösterdi.

Catching cancer early increases survival odds.

Kanseri erken yakalamak hayatta kalma oranını arttırır.

Tom taught Mary basic survival skills.

Tom, Mary'ye temel hayatta kalma teknikleri öğretti.

Acting, pretending, was a matter of survival.

Rol yapma, mış gibi yapma bunlar ölüm kalım meseleydi.

We can try what's called "static survival",

Statik sağkalım denen şeyi deneyebiliriz.

I gave up all hope of survival.

Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim.

I didn't know I'd be teaching survival skills.

hayatta kalma becerileri öğreteceğimi bilmiyordum.

If you wanna try dynamic survival, tap "Right".

Dinamik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sağ"a tıklayın.

Our survival depends on finding drinking water soon.

Bizim hayatta kalmamız kısa sürede içme suyu bulmaya bağlıdır.

This young pride’s survival depends on its lead lioness.

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

Air pollution will be a threat to our survival.

Hava kirliliği, bizim hayatta kalmamız için bir tehdit olacaktır.

This is not a vacation, it's a survival course!

Bu, tatil değil hayatta kalma kursu!

Food, clothing and shelter are the foundations of survival.

Gıda, giyim ve barınak hayatta kalmanın temelleridir.

But we can't start until you choose the survival strategy.

ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.

But we can't start until you choose a survival strategy.

ama bunu siz hayatta kalma stratejisini seçmeden yapamayız.

Every few minutes, there will be an important survival decision.

Her birkaç dakikada önemli bir hayatta kalma seçimi yapmanız gerekecek.

In Japan, another species is at the limit of its survival.

Japonya'da ucu ucuna hayatta kalabilen başka bir tür var.

[Bear] Part of survival is knowing when not to take unnecessary risks.

Hayatta kalma yollarından biri, gereksiz riskler alınmayacak zamanı bilmektir.

That I had about a 35 percent chance of long-term survival.

uzun dönem sağ kalma şansımın yüzde 35 olduğunu söylediler.

- What is the likelihood of survival?
- What is the likelihood of surviving?

Hayatta kalma olasılığı nedir?

Great, there could be a lot of survival opportunities for us out there,

Harika, önümüzde bir sürü hayatta kalma fırsatı olacak

If you wanna try static survival, press "Left" and then the "Okay" button.

Statik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sol"a ve "Tamam"a basın.

"How was the survival camp?" "I hated it. I only lasted two days."

"Hayatta kalma kampı nasıldı?" "Ben ondan nefret ettim. Sadece iki gün devam ettim"

If you want to try dynamic survival, press "Right" and then the "Okay" button.

Dinamik hayatta kalmayı denemek istiyorsanız "Sağ"a ve "Tamam"a basın.

During the time period known as Paleolithic, man had to struggle for his survival.

Paleolitik olarak bilinen dönem sırasında, insan hayatta kalmak için mücadele etmek zorundaydı.

I wonder if keeping your head down and living safely is a survival instinct.

Başını yere eğmenin ve güvenle yaşamanın bir hayatta kalma içgüdüsü olup olmadığını merak ediyorum.

That would’ve been a deliberate act in order to gain it's own security and survival.

Kendi can güvenliğini garantiye almak için bunları kasıtlı olarak yapar.

If you'd rather put your survival skills to the test in another part of the world,

Hayatta kalma becerilerinizi dünyanın başka yerlerinde denemek isterseniz

Oh, I learned early on, in survival, never pass up the chance of a little protein hit.

Hayatta kalmak için protein kaynaklarını hiç pas geçmemeyi erkenden öğrendim.

Caribou can see ultraviolet light. This ability is crucial to their survival in a harsh Arctic environment.

Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır.