Examples of using "Suffering" in a sentence and their turkish translations:
Tom acı çekiyor.
Tutku acı yaratır.
Herkes acı çekiyor.
Tom acı çekmiyor.
öyküsüne tanıklık ettim.
Ailem acı çekiyordu.
Onlar sıtmadan çekiyorlar.
Neden acı çekiyoruz?
Acı hayal edilemezdi.
İnsanlar hala acı çekiyor.
Onun acısı beni eğlendirdi.
Senin acın beni eğlendiriyor.
İnsanlar acı çekiyor.
Bir dişi ağrıyor.
İnsanlar zorluk ve acı çekiyordu,
- Çile çekmekten saçı ağardı.
- Saçı dertten ağardı.
Onlar açlık çekiyorlar.
Ben anal kaşıntıdan muzdaribim.
Acına son verebilirim.
Acı çektiğimi görmüyor musun?
- Finansal zorluk çekiyorlar.
- Mali zorluklar yaşıyorlar.
O diş ağrısından muzdarip.
Tom depresyondan çekiyor.
Tom kanserden dolayı acı çekiyor.
Biz acı hakkında biliyoruz.
Tom'un acı çektiğine eminim.
Ben acıya yabancı değilim.
O, çiçek hastalığından çekiyordu.
Tom uykusuzluk hastalığından muzdarip.
Ben kötü bir soğuk algınlığı çekiyorum.
Baş ağrısı çekiyor.
O, soğuk algınlığından çekiyor.
Babam gripten çekiyor.
Bu hasta hipoksi çekiyor.
Ağrı kaçınılmazdır. Acı isteğe bağlıdır.
Tom baş ağrısından muzdarip.
Ben kırık bir kalpten acı çekiyorum.
O, ciddi bir hastalıktan çekiyor.
Eşim zatürreden dolayı acı çekiyor.
- Dan bir migren baş ağrısı çekiyor.
- Dan'in migreni tutmuştu.
Hastalardan bazıları acı çekiyor.
Tom diş ağrısı çekiyor.
Tom çok acı çekiyor.
Berbat bir baş ağrısı çekiyorum.
Hâlâ uyku düzensizliği çekiyorum.
Tom soğuk algınlığından muzdarip.
Toplumumuz acı çekenlere önem göstermiyor.
Bizim acıları dindirme, hayatı genişletme
Çoğu gelişmekte olan ülke aşırı nüfustan muzdarip.
O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.
Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.
O aşırı çalışmanın etkilerinden acı çekiyor.
O kötü bir soğuk algınlığına yakalandı.
Onun bu kadar acı çekmesine dayanamıyorum.
Tom haftalar süren acıdan sonra öldü.
Tom kötü bir soğuk algınlığından muzdarip.
Tom ciddi bir hastalıkla mücadele ediyor.
Tom ciddi bir hastalıktan çekiyor.
Neden hayat çok acı dolu?
- Canın yanıyor mu?
- Ağrın var mı?
Tom şiddetli karın ağrısı çekiyor.
Tom kötü bir baş ağrısı çekiyor.
Tom dermansız bir kanserden muzdarip.
Tom bir sinir bozukluğu çekiyor.
Hafıza kaybından muzdarip.
Kötü bir baş ağrısı çekiyordu.
Babam soğuk algınlığından muzdariptir.
Fadıl başkalarının duygusal acılarından keyif alıyordu.
Acı çekme hayatın sefaletinden kaynaklanıyor.
Tom hafıza kaybı yaşıyor.
Köpek kulak enfeksiyonlarından muzdarip.
Kilo vermek acı çekmek anlamına gelmemeli.
Hayvanları acı çekerken görmeye dayanamıyorum.
Acı çekmenin hayatın bir parçası olduğunu bilirler.
Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
Kız kardeşim kötü bir soğuk algınlığından çekiyor.
Patronum kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
Başkalarının acı çekmelerini izlemek, neden bu kadar hoşumuza gidiyor?
O, hayatında akut ağrıdan çekiyor.
Tom hafıza kaybı çekiyor.
O bir kalp krizi yaşıyor gibi görünüyordu.
Biri acı çektiğini dünyadan saklamalı.
Fadıl ciddi bir zihinsel rahatsızlıktan muzdaripti.
Fadıl bir çeşit şizofreniden muzdaripti.
Dünyadan ayrılma acı çekmeyi gerçekten engelliyor mu?
acı çeken ve savaşan siyahi kitleler olarak görüyoruz.
acısını çekmekte olan bu kıza yardım etmek yerine...
Erkek kardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığından muzdarip.
Kız kardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.
Tom vicdan azabı çekiyor gibi görünüyor.
O, kötü bir baş ağrısı yaşadığını söyledi.
Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.