Examples of using "Starvation" in a sentence and their turkish translations:
ilaç kıtlığı, salgın hastalıklar ve açlık.
Almanya olası bir açlıkla yüz yüze kaldı.
Tom açlıktan ölebilirdi.
Kolombiya'da açlık var ve fakirlik var
Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.
Tom açlığın eşiğindeydi.
Açlık ve yetersiz beslenme gibi çok az bir zaafı var.
Açlık ve hastalık en alt sınıflar arasında yaygındır.
Zavallı kedi açlıktan ölmenin eşiğindeydi.
Hayatta kalanlar açlıktan ölmek üzereyken bir adada bulundu.
Açlığın eşiğinde olduğumuz zaman, onlar hayatlarımızı kurtardı.
Herkes virüsten ve ölümden bahsediyor. Hiç açlıktan ve kıtlıktan bahseden yok.
açlıktan dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri oldu.
Ürünlerin eksikliği o bölgedeki açlığın ana nedeniydi.
başka bir yerde boşa gien bol besin kaynakları varken yeryüzünde bir yerde her iki saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor.
Virüsten ölmeyen açlıktan ölecek bu gidişle. Bilinçli insanlar olarak evdeyiz.