Examples of using "Verge" in a sentence and their turkish translations:
O, bayılmak üzereydi.
O, ölümün eşiğinde.
O, ağlamak üzereydi.
Biz başka bir felaketin eşiğindeyiz.
O, onu satın almanın eşiğinde.
- Tom ağlamak üzere.
- Tom ağlamanın eşiğinde.
Tom ölüm döşeğinde.
Tom gözyaşlarının eşiğinde.
Ağlamama ramak kalmıştı.
Liisa ağlamak üzereydi.
O ağlamak üzereydi.
Tom ağlamak üzereydi.
Tom açlığın eşiğindeydi.
Tom arabayı yolun kenarına çekti.
Şirket iflasın eşiğinde.
Ev çökmek üzereydi.
Bu bina çökmenin eşiğinde.
O kendini öldürmek üzereydi.
Tom bilincini kaybetmenin eşiğinde.
Bu hayvanlar yok olmanın eşiğindedirler.
Çocuklar ağlamak üzereydi.
Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.
O bir sinir krizinin eşiğinde.
Zavallı kedi açlıktan ölmenin eşiğindeydi.
- Bazı vahşi hayvanlar yok olma eşiğinde.
- Bazı vahşi hayvanlar tükenme eşiğinde.
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
O, tam uyumak üzereydi.
Onun işinin iflasın eşiğinde olduğunu duyuyorum.
Birçok böcek türleri yok olmanın eşiğindedir.
Onun işinin iflasın eşiğinde olduğunu duydum.
Tom Mary'nin ağlamak üzere olduğunu görebiliyordu.
arabalar alanında büyük bir devrimin eşiğinde ...
Tom ağlamak üzereydi.
Türkiye bugün Avrupa Birliği'ne katılmanın eşiğindeki gelişmiş bir ülkedir.
Donald Trump, Amerika Birleşik Devletlerinin Başkanı seçilme üzere.
O kendini öldürmek üzereydi.