Translation of "Spying" in Turkish

"Why were you spying on them?" "I wasn't spying."

"Neden onlara casusluk yapıyordun?" "Ben casusluk yapmıyordum"

- Someone's spying on me.
- Someone is spying on me.

Birisi beni gözetliyor.

Stop spying on us.

Bizi gözetlemeyi bırakın.

- Are you spying on me?
- Have you been spying on me?

Beni mi gözetliyorsun?

Are you spying on me?

- Beni gizlice dinliyor musun?
- Beni mi gözetliyorsun sen?
- Sen beni mi gözetliyorsun?

Were you spying on me?

Ben mi gözetliyordun?

Tom is spying on us.

Tom bizi gözetliyor.

You've been spying on me.

Sen beni ispiyon ediyorsun.

Are you spying on us?

Bizi gözetliyor musun?

Tom has been spying on us.

- Tom bizi gözetliyor.
- Tom bizi gizlice gözetliyor.

I saw you spying on Tom.

Tom'u gizlice dinlediğini gördüm.

I saw you spying on them.

Onları gözetlediğini gördüm.

I saw you spying on him.

Seni onu gözetlerken gördüm.

The government is spying on us.

Hükümet bizi gözetliyor.

Why are you spying on us?

Neden bizi gözetliyorsun?

Spying on gangsters was a dangerous venture.

Gangasterlerle ilgili casusluk yapmak tehlikeli bir girişimdi.

He was never officially charged with spying.

Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.

This company has been spying on its employees.

Bu şirket, çalışanlarını gizlice dinliyor.

In this country, everyone is spying on everyone.

Bu ülkede herkes herkesi gözetliyor.

I think my boyfriend is spying on my emails.

Erkek arkadaşımın benim e-postalarımı gözetlediğini düşünüyorum.

So this is not just men-spying-on-women issue.

Bu yalnızca erkeklerin kadınlar üzerindeki casusluğu değildi.

It seems to me that someone is spying on me.

Bana öyle geliyor ki biri beni gözetliyor.

And he picked up the torch of spying after Dreyfus left.

ve Dreyfus'un bıraktığı yerden casusluk çalışmalarını devam ettiriyor.

Tom was captured while spying on the Canadian government in Australia.

Tom, Avustralya'da Kanada hükümetine casusluk ederken yakalandı.