Examples of using "Sprouts" in a sentence and their turkish translations:
Brüksel lahanasını sevmiyorum.
Tom, Mary'nin nadiren fasulye filizi yediğini söyledi.
Beyaz lahana, brokoli, karnıbahar, brüksel lahanası,
Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.