Examples of using "Brussels" in a sentence and their turkish translations:
Brüksel size bunda da yardım edicek.
Brüksel lahanasını sevmiyorum.
Brüksel, Belçika'nın başkentidir.
Beyaz lahana, brokoli, karnıbahar, brüksel lahanası,
Ben bir saat içinde Brüksel'e gidiyorum.
Diyarbakır'dan Brüksel'e uzanan bir yolda harika insanlarla tanıştım,
Bu Brüksel brükratları özgür ticareti yok etmek istiyor!
Brüksel Avrupa'nın en büyük çiftliklerine ödemeleri kesmeyi planlıyor
Brüksel'li gönüllülerden biri hakkında şikayetlerimiz vardı.
Çiftçiler mutlu olacak mı Brükselden gelen yardımlar durunca?
Lahana, karnabahar, brokoli ve brüksellahanası aynı türün çeşitleridir.
Brükseldeki herkes Fransa'nın en büyük klasik CAP
Bazen Paris beni sıkıyor, ama sık sık ... Brüksel beni sıkıyor. Böylece ikisi arasında yaşıyorum.
Bazen Paris beni tüketir fakat sık sık Brüksel beni sıkıyor. Bu nedenle, ben ikisi arasında yaşıyorum.
süt üretemez ya da satamaz. Brüksel tarafından koyulan maksimum kotalar var. Tahmin edin bakalım,
Mesela, eğer İspanyada ineklerle birlikte ahırınız varsa, Brüksel direk size para verecektir