Examples of using "Snows" in a sentence and their turkish translations:
Çok kar yağıyor.
Dışarıda kar yağıyor.
Orata kar yağıyor.
Burada sık sık kar yağar.
Burada asla kar yağmaz.
Kışın kar yağar.
Burada nadiren kar yağar.
Paris'te kar yağar.
Rusya'da kar yağar.
Kışın buraya nadiren kar yağar.
Burada neredeyse hiç kar yağmaz.
Kışın buraya nadiren kar yağar.
- Buraya kışın kar yağar.
- Burası kışları kar yağışlıdır.
Şu anda ocak ayı. Doğal olarak kar yağar.
Bu alanda nadiren kar yağar.
Kar yağarsa umursamam.
Bu ülkede asla kar yağmaz.
Dışarıda kar yağıyor.
Alplerde her zaman kar yağar.
Umarım bütün gece kar yağar.
Kışın çok kar yağar.
Bu günler oldukça çok kar yağar.
Kışın burada nadiren kar yağar.
Kanada'da kışın her zaman kar yağar.
Ama geçen yılın karları nerede?
Yarın kar yağarsa bir kardan adam yapacağım.
Hokkaido'da çok kar yağar, değil mi?
Yarın kar yağarsa bir kardan adam yapacağım.
Kış boyunca güneyde kar yağar.
Kışın burada neredeyse hiç kar yağmaz.
Ama eski günlerin karları nerede?
Avustralya'da, aralık ayında çok nadiren kar yağar.
Kışın Romanya'da çok kar yağar.
Yağmur ya da kar yağdığında her zaman botlarımı giyerim.
Eğer yarın çok kar yağarsa, bir kardan adam yapalım.
Ülkenin bu kısmında nadiren kar yağar.
Yarın kar yağarsa kardan adam yapacağım.
Şubat ayında en az her üç günde bir kar yağar.
Bazen buralarda nisan ayında bile kar yağar.
Yarın çok kar yağarsa bir kardan adam yapalım.
Kar yağarsa uçaklar havalanamaz.
Ne kadar şiddetle kar yağarsa yağsın gitmek zorundayım.
Eğer dağda kar yağarsa, vadide hava soğuktur.
Yılın en soğuk mevsimi kıştır, kanıt, bazen kar yağar.
Ne kadar şiddetli kar yağarsa yağsın yolculuğuma başlamak zorundayım.
Ben kardan adam yapmaktan ve karda oynamaktan hoşlanırım. Burada kar yağana kadar beklemek zorunda kalacağım.
Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.