Examples of using "Slump" in a sentence and their turkish translations:
Tom son zamanlarda bir çöküş içinde.
O bir çöküş içinde görünüyor.
- Tom düşüşe geçmiş gibi.
- Tom formsuz görünüyor.
Menkul kıymetler borsası sürüp giden bir ekonomik kriz içindedir.
Tayvan doları değer kazandı ve Tayvan ihracatının düşmesine neden oldu.
Otomobil sektöründeki çöküşten dolayı çoğu insan işsiz kalacak.
Hafif bir öğle yemeği yersen, öğleden sonra oluşan mahmurluğu engellersin.
Nedeni çabucak bulmalıyım, bu çöküntüden kurtulup Bay Tanizaki'nin beklentilerini karşılamalıyım.