Translation of "Due" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Due" in a sentence and their turkish translations:

- When's Tom due back?
- When is Tom due back?

Tom ne zaman dönecek?

- When is the baby due?
- When's the baby due?

- Bebek ne zaman doğacak?
- Bebek ne zaman geliyor?

But due to corona

Fakat koronadan kaynaklı

We went due north.

Doğru kuzeye gittik.

My rent's due tomorrow.

Kiramın yarın vadesi doldu.

We headed due north.

Biz kuzeye doğru yöneldik.

Tom will make due.

Tom vade tarihi yapacak.

Give Tom his due.

Tom'a hakkını ver.

When's your rent due?

- Kira ödeme günün ne zaman?
- Kirayı ayın kaçında ödüyorsun?

- Give credit where credit is due.
- Give credit where credit's due.

- Sezar'ın hakkı Sezar'a.
- Yiğidi öldür, hakkını yeme.

- I am due to speak tonight.
- I'm due to speak tonight.

Bu gece konuşmam bekleniyor.

The bill is coming due.

Faturaların vadesi geliyor.

The rent is due tomorrow.

Yarın kiranın vadesi geldi.

Reports are due next Monday.

Raporların önümüzdeki Pazartesi vadesi doluyor.

Applications are due by Monday.

Başvurular için süre sonu pazartesi.

My report is due tomorrow.

Yarın raporumun vadesi doluyor.

due to curative breast cancer treatment.

zaman zaman hastaneye girip çıkıyordu.

He is due to arrive tomorrow.

Onun yarın gelmesi bekleniyor.

The train was due at 6.

Tren altıda bekleniyordu.

Work is due to begin tomorrow.

İş yarın başlayacak.

Tom is due back this afternoon.

Tom'un bu öğleden sonra dönmesi gerekiyor.

Tom is due back any second.

Tom her an dönebilir.

The train is due at noon.

Tren öğleyin gelir.

The homework is due next Monday.

Ödev gelecek Pazartesi teslim edilecek.

Mari got depressed due to Tom.

Meryem Tom yüzünden bunalıma girdi.

His absence was due to illness.

Onun yokluğu hastalıktan dolayı idi.

Due to illness, she cannot come.

O hastalıktan dolayı gelemiyor.

This money is due to you.

Bu para senin sayende.

He's absent due to his sickness.

O hastalığı nedeniyle yok.

This bill is long past due.

Bu senetin vadesi geçmiş.

We have to follow due process.

Gerekli işlemleri takip etmek zorundayız.

due to catastrophic drought in the region.

çünkü bölgede afet ölçeğinde bir kuraklık var.

This is mainly due to two reasons:

Bu genel olarak iki şey yüzünden:

His absence was due to the storm.

Onun yokluğu fırtına yüzündendi.

Tom is due to come at noon.

Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.

The failure is due to his idleness.

Başarısızlık onun tembelliğinden kaynaklanıyor.

The failure is due to his carelessness.

Başarısızlık onun dikkatsizliğinden kaynaklanıyor.

The accident was due to careless driving.

Kaza sebebi dikkatsizlikti.

The accident was due to his carelessness.

Kaza onun dikkatsizliğinden dolayıydı.

The accident was due to the smog.

Kaza kirli sis nedeniyle oldu.

She was absent due to a cold.

O, soğuk algınlığı nedeniyle yoktu.

He failed due to lack of effort.

O, çaba eksikliği nedeniyle başarısız oldu.

His failure is due to his ignorance.

Onun başarısızlığı onun bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır.

His failure was mainly due to carelessness.

Onun başarısızlığı çoğunlukla dikkatsizliği yüzündendi.

His failure was due to his idleness.

Onun başarısızlığı onun tembelliğinden dolayı idi.

The plane is due at 7 p.m.

Uçak saat yedide bekleniyor.

Due to excitement, I became tongue-tied.

Heyecandan dolayı dilim tutuldu.

My success was due to your help.

Başarım yardımından dolayı idi.

When is the ship due to arrive?

Gemi, ne zaman bekletiliyor?

Tom isn't due for another three hours.

Tom'un gelmesine üç saat daha var.

That accident was due to his carelessness.

Bu kaza onun dikkatsizliği nedeniyle oldu.

This failure is due to your mistake.

Bu başarısızlık sizin hatanız yüzünden.

Tom is absent due to poor health.

Tom kötü sağlığı nedeniyle yok.

Tom isn't due here till 2:30.

Tom 2.30'a kadar burada uygun değil.

Tom was due here three hours ago.

Tom'un üç saat önce burada vadesi dolmuştu.

I accepted the offer after due consideration.

Tam olarak düşündükten sonra teklifi kabul ettim.

The match was cancelled due to rain.

Maç yağmur nedeniyle iptal edildi.

The picnic was canceled due to rain.

Piknik yağmur dolayısıyla iptal edildi.

The pipe burst due to great pressure.

Büyük basınç nedeniyle boru patladı.

The game was postponed due to rain.

Yağmur dolayısıyla oyun ertelendi.

Great successes are due to constant efforts.

Büyük başarılar sürekli çabalar nedeniyledir.

He's gone bankrupt due to gambling debts.

O, kumar borçlarından dolayı iflas etti.

This mistake is due to his carelessness.

Bu hata onun dikkatsizliği yüzünden.

Our delay was due to traffic congestion.

Gecikmemiz trafik sıkışıklığı nedeniyleydi.

My success was largely due to luck.

Başarım büyük ölçüde şanstan dolayı idi.

He failed, due to lack of money.

O, parasızlıktan dolayı başarısız oldu.

Classes have been suspended due to floods.

Selden dolayı dersler ertelendi.

Tom is due to arrive here soon.

Tom yakında burada olacak.

My suffering is due to life’s miseries.

Acı çekme hayatın sefaletinden kaynaklanıyor.

Sami is due for parole in 2056.

Sami 2056'daki şartlı tahliyeye bağlı.

The game was canceled due to rain.

Maç yağmur yüzünden iptal edildi.

He is due to come at noon.

Öğlen gelecek.

- Our success was, in the main due to his efforts.
- Our success was due to his efforts.

- Onun çabaları nedeniyle başardık.
- Başarımız onun çabaları nedeniyle oldu.

What we're seeing is the bill come due

Bizim gördüğümüz şey bu ülkenin

And in due time, we will be thankful.

ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.

The trains weren't running due to the snowfall.

Trenler kar yağışı nedeniyle çalışmıyordu.

The school was closed due to the snow.

Kar yüzünden okul kapalıydı.

We failed due to a lack of preparation.

Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.

In due time, his innocence will be proved.

Vakti geldiğinde onun masumiyeti ispat edilecektir.

The accident was due to his careless driving.

Kaza onun dikkatsiz sürüşü yüzündendi.

The accident was due to the driver's carelessness.

Kaza, sürücünün dikkatsizliğinden dolayı meydana geldi.

Due to the fog, traffic is temporarily suspended.

Sis nedeniyle trafik geçici olarak durduruldu.

Her deathly paleness is due to long illness.

Uzun süredir hasta olduğundan rengi bembeyaz olmuş.

The train is due to arrive at noon.

Trenin öğleyin varması bekleniyor.

In due time, his innocence will be proven.

Zamanla, onun suçsuzluğu ispat edilecektir.

The stores were closed due to the strike.

- Mağazalar grev nedeniyle kapandı.
- Dükkanlar grev nedeniyle kapandı.

Due to limited visibility navigation may be difficult.

Sınırlı görüş nedeniyle yolculuk zor olabilir.

This is due to conservation of angular momentum.

Bu açısal momentin korumasından dolayıdır.

The plane was late due to bad weather.

Uçak kötü hava yüzünden geç kaldı.

His success was mostly due to good luck.

Onun başarısı çoğunlukla iyi şansa bağlıydı.

The tennis match was postponed due to rain.

Tenis maçı yağmur nedeniyle ertelendi.

Due to a cold, I've lost my voice.

Soğuk algınlığı nedeniyle sesimi kaybettim.

Pinochet remains in hospital due to heart problems.

Pinochet kalp sorunları nedeniyle hastanede kalıyor.