Examples of using "Van" in a sentence and their turkish translations:
Kamyonete geri dön.
Kamyonete bin.
Kamyoneti yükleyeceğiz.
O bir van kullanıyordu.
Tom kamyoneti yükledi.
Tom bir kamyonet sürdü.
Bir kamyonet sürdüm.
Kamyoneti yükledim.
Van'ı beğendin mi?
Tom kamyoneti park ediyor.
Kamyonetten in.
Van Hornlar zenginler.
Van Buren teklifi reddetti.
Başkan Van Buren rahatsızdı.
- Minibüs yeşile boyandı.
- Kamyonet yeşil renge boyandı.
Tom kamyonetini maviye boyadı.
Tom kamyonette.
Hiç bir karavan sürdün mü?
Tom minibüsten indi.
Tom kamyonet kapısını çarparak kapattı.
Tom bugün burada bir van kullandı.
Ben sık sık bir van kullanırım.
Bu trenin eşya vagonu yok.
Polis, Fadıl'ın minibüsünü aramaya devam etti.
- Sami yepyeni bir minibüse sahipti.
- Sami yepyeni bir vana sahipti.
Tom'un kamyoneti oraya park edildi.
Van Horn ailesi zengindi.
Van depremini önceden tahmin eden profesör
Van Gogh'un eserlerini taklit etti.
O kırmızı araba mavi kamyonete çarptı.
Van Horne, çocukken fosil topladı.
O, rehinesini bir kamyonette tuttu.
Vincent van Gogh 1890 yılında kendini öldürdü.
Benim kamyonetin bir arka koltuğu yok.
Tom kutuları kamyonetten boşalttı.
Keskin nişancı beyaz bir minibüsü kullanıyor.
Tom geceyi karavanda geçirdi.
Tom siyah bir kamyonet almak istedi.
Polis parmak izi için minibüsü tozladı.
Tom, dört tekerlekli bir kamyonet kullanıyor.
Sami kurbanlarını minibüsünde infaz ediyordu.
Van içerisinde bu kutu için yer var mı?
Tom, Mary'ye minibüse binmesini söyledi.
Lütfen kamyonet kapısını kaydırarak açar mısın?
Tom Mary'ye kamyonet için anahtarlar verdi.
Bu kamyonetin yükleme kapasitesi nedir?
Evin dışında beyaz bir minibüs durdu.
Dan evsizdi ve minibüsünde yaşıyordu.
Mary batan kamyonetten kaçmayı başardı.
Van Horn ailesi zengindi.
Akşam yemeği için Van Buren'in evine gittiler.
Van Gölü Türkiye'nin en büyük gölüdür.
Fadıl, Leyla'ya minibüse binmesini söyledi.
Tom karavanın arkasında uyuyor.
Tom siyah vana bindi ve uzaklaştı.
Tom'u lacivert bir minibüse binerken gördüm.
Dan geçen bir kamyonetin çatısına indi.
Tom kamyonete binen son kişiydi.
Van Gogh sahiden kulağının birini kesmiş mi?
Tom kamyonetin kapısını açtı ve dışarı atladı.
Tom petrol istasyonuna doğru süren siyah bir kamyon gördü.
Tom'un evinin önünde park etmiş beyaz bir minibüs var.
Kapıyı açtım ve kamyonetten çıktım.
Minibüsünüzde üç kişi için daha yer var mı?
Kaçıranlar Tom'u bir vana fırlattılar ve hızlı bir şekilde uzaklaştılar.
Wayde van Niekerk'in antrenörü 74 yaşında bir büyük-büyükannedir.
Türkiye'de Van Gölü'nde bir sualtı kalesi bulundu.
Fadıl park yerinde patronuna ait bir minibüs fark etti.
Sami, minibüsü ormanda gizledi ve onu dallarla kapladı.
Bir spor araba istiyordum ama karım bir karavan almamızı söyledi.
Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı.
Wayde van Niekerk 400 metre sürat koşusunda dünya rekoru kırdı ve altın madalya kazandı.