Examples of using "Slaves" in a sentence and their turkish translations:
Köleleri serbest bırak!
Köleler mal olarak kabul edildi.
itaatkâr kölelere dönüşürlerdi.
Lincoln kölelere özgürlük verdi.
Lincoln köleleri serbest bıraktı.
O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.
Köleler efendilerine karşı ayaklandılar.
Tom ve Mary köle gibi çalıştılar.
Dan göçmen işçileri köle gibi sömürdü.
Köleler işin çoğunu yaptı.
Tom ve ben köle gibi çalıştık.
Köleler gibi yaşamak ister misin?
Tom bütün gün fabrikada köle gibi çalışır.
Batıda hiç köle yoktu.
On üçüncü yasa değişikliği tüm zenci köleleri serbest bıraktı.
Küçük çocuklar kakao plantasyonunda köle olarak çalışır.
kölelerin soyundan geldiğini söylediğimiz insanlar
Köleler pek çok karıncalar gibi çalışıyorlardı.
O moda kölelerinin yüzeyselliği ile alay ediyordu.
Onlar köleleri özgürleştirmek için savaşmazlardı.
Lincoln bütün kölelerin serbest bırakılmasını kabul etti.
Afrika'dan Amerika'ya kaç köle getirilmiş?
Bazen köle gibi erkeğimize hizmet etmek zorundayız.
O, kölelerin serbest bırakılacağına söz verdi.
Bir zamanlar Amerika'da birçok köle vardı.
Bu melez ırklı kölelerin köle sahipleriyle kan bağları vardı
Bu mutlu köleler özgürlüğün en çılgın düşmanlarıdır.
Fakat amacı bu değildi. Asansör köleler için değil,
Köleleri Afrika’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne getirmek çok riskliydi.
Kölelerden çalışmanın yanı sıra genellikle şarkı söylemeleri bekleniyor.
Onsekizinci yüzyılda yaşamış kölelerin trajik kaderinden bahsediyor.
Lincoln, ülkedeki bütün kölelerin serbest bırakılması emrini verdi.
Film on sekizinci yüzyıldaki kölelerin trajik kaderiyle ilgilidir.
19. yüzyılda birçok Afrikalı Amerika'da köle olarak satıldı.
Hiç kimse gerçekten özgür değildir, çünkü bağımsızlıklarının kölesi olan insanlar var.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.