Translation of "Freedom" in Turkish

Freedom.

Özgürlük.

Our freedom of speech, freedom of association,

İfade özgürlüğümüz, örgütlenme özgürlüğümüz,

- People love freedom.
- The people love freedom.

İnsanlar özgürlüğü sever.

- Money cannot buy freedom.
- Money can't buy freedom.

Para özgürlüğü satın alamaz.

Of immigration freedom.

göç serbestiyeti politikasına karar verdi.

People love freedom.

İnsanlar özgürlüğü sever.

Democracy encourages freedom.

Demokrasi özgürlüğü teşvik eder.

Who wants freedom?

Kim özgürlük istiyor?

We have freedom.

Bizim özgürlüğümüz var.

I like freedom.

Özgürlüğü seviyorum.

We want freedom.

Biz özgürlük istiyoruz.

I want freedom.

Özgürlük istiyorum.

Freedom is precious.

Özgürlük değerlidir.

Freedom for Israel!

İsrail'e özgürlük!

Press freedom is advancing.

Basın özgürlüğü ilerliyor.

I want my freedom.

Özgürlüğümü istiyorum.

They fought for freedom.

Onlar özgürlük için savaştılar.

With freedom comes responsibility.

Özgürlükle birlikte sorumluluk gelir.

You need your freedom.

Özgürlüğüne ihtiyacın var.

Freedom has a cost.

Özgürlüğün bir bedeli vardır.

What is Freedom Flotilla?

Özgürlük Filosu nedir?

Freedom is not free.

- Özgürlük bedava değildir.
- Özgürlük bedelsiz değildir.

Freedom lies in simplicity.

Özgürlük sadelikte yatar.

I support religious freedom.

- Din özgürlüğünü destekliyorum.
- Dinsel özgürlüğü destekliyorum.

Tom deserves his freedom.

Tom özgürlüğünü hak ediyor.

Tom wanted his freedom.

Tom özgürlük istedi.

It gives me freedom.

O bana özgürlük verir.

Layla wanted her freedom.

Leyla özgürlüğünü istedi.

Sami's freedom is over.

Sami'nin özgürlüğü bitti.

The first is, freedom sucks.

İlki, bağımsızlığın berbat bir şey olduğu.

Freedom makes all the difference.

Tüm farkı özgürlük yaratıyor.

Freedom makes all the difference,

Tüm farkı özgürlük yaratıyor

They are struggling for freedom.

Onlar özgürlük için mücadele veriyorlar.

Oh, sweet name of freedom!

Ah, özgürlüğün tatlı ismi!

What we want is freedom.

İstediğimiz şey özgürlük.

One must pay for freedom.

Özgürlük için bedel ödenmeli.

All I want is freedom.

Bütün istediğim özgürlüktür.

Fight oppression, claim your freedom.

Baskıya direnin, özgürlüğünüzü talep edin.

- Free Palestine!
- Freedom for Palestine!

Özgür Filistin!

Freedom begins where ignorance ends.

Özgürlük cehaletin bittiği yerde başlar.

Nations are fighting for freedom.

Uluslar özgürlük için savaşıyor.

In simplicity there is freedom.

Basitlikte özgürlük vardır.

He guaranteed his slaves' freedom.

O, kölelerinin özgürlüğünü garantiledi.

They also promised religious freedom.

Onlar ayrıca dini özgürlük sözü verdi.

Freedom is very, very important.

Özgürlük çok, çok önemlidir.

Fadil's freedom was short-lived.

Fadıl'ın özgürlüğü kısa ömürlüydü.

Losing all hope is freedom.

- Bütün umudu kaybetmek özgürlüktür.
- Tüm umutların yitirilmesi özgürlüktür.

What is freedom of speech?

İfade özgürlüğü nedir?

- Freedom of speech was tightly restricted.
- The freedom of expression was strictly limited.

İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.

If not, our freedom of thought,

Aksi takdirde düşünce özgürlüğümüz,

He had little freedom of action.

- O, az bir hareket özgürlüğüne sahipti.
- Onun hareket özgürlüğü kısıtlıydı.

Freedom is only where power is.

Özgürlük yalnızca gücün olduğu yerdedir.

They fought for freedom of religion.

Onlar din özgürlüğü için savaştılar.

The prisoner was given his freedom.

Tutukluya özgürlüğü verildi.

Freedom is what we're fighting for.

- Mücadelesini verdiğimiz şey, özgürlük.
- Mücadelesini veriyor olduğumuz şey, özgürlük.

The greatest happiness lies in freedom.

En büyük mutluluk, özgürlükte yatar.

Freedom of speech was tightly restricted.

İfade özgürlüğü ciddi şekilde sınırlandı.

Dan is a symbol of freedom.

Dan bir özgürlük sembolü.

All I want is my freedom.

Bütün istediğim benim özgürlüğüm.

Freedom is a state of mind.

Özgürlük aklın bir halidir.

People pursue more freedom and equality.

İnsanlar daha fazla özgürlük ve eşitlik peşinde.

The surviving refugees longed for freedom.

Hayatta kalan mültecilerin özgürlük gözünde tütüyor.

I loved freedom all my life.

Ömrüm boyunca özgürlüğü sevdim.

Fadil got another chance of freedom.

Fadıl'ın bir başka özgürlük şansı var.

Economic freedom improves quality of life.

Ekonomik özgürlük yaşam kalitesini arttırır.

Tom is fighting for his freedom.

- Tom özgürlüğü için mücadele ediyor.
- Tom özgürlüğü için savaşıyor.

To give women rights, to give freedom,

Kadınlara hak vermekten, özgürlüğünü vermekten,

At last, they purchased freedom with blood.

Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.

Individual freedom is the soul of democracy.

Kişisel özgürlük demokrasinin ruhudur.

Tom still calls French fries Freedom fries.

Tom, French kızartmasına hala Freedom kızartması diyor.

They held a protest march for freedom.

Özgürlük için bir protesto yürüyüşü düzenlediler.

Individual freedom is the foundation of democracy.

Bireysel özgürlük demokrasinin temelidir.

Freedom weighs more than silver and gold.

Özgürlük gümüş ve altından daha değerlidir.

There is no freedom for the ignorant.

Cahil için özgürlük yoktur.

He stands for both freedom and justice.

O, hem özgürlüğü hem de adaleti temsil ediyor.

You wanted to tell me about freedom?

Bana özgürlüğü mü anlatmak istedin?

"Freedom, Equality, Brotherhood" is also Haiti's motto.

"Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik" Haiti'nin de sloganıdır.

Freedom is useless unless you use it.

Onu kullanmadığın sürece özgürlük yararsızdır.

The people enjoyed a taste of freedom.

İnsanlar özgürlüğün tadını çıkardı.

Is freedom a place or an idea?

Özgürlük bir yer ya da bir fikir midir?

Freedom is the center of American democracy.

Özgürlük, Amerikan demokrasisinin merkezidir.

I'll show you the way to freedom.

- Sana özgürlüğe giden yolu göstereceğim.
- Sana özgürlük yolunu göstereceğim.
- Size özgürlüğe giden yolu göstereceğim.

Dan is for the freedom of expression.

Dan ifade özgürlüğü yanlısıdır.

Elections are the biggest illusion of freedom.

Seçimler, özgürlüğün en büyük yanılsamasıdır.

The king granted freedom to the prisoners.

Kral mahkumlara özgürlük verdi.

Tom doesn't have a lot of freedom.

Tom'un çok fazla özgürlüğü yoktur.

Where there is doubt there is freedom.

Şüphe olan yerde özgürlük vardır.

Layla wanted one more night of freedom.

Leyla bir gece daha özgürlük istedi.