Translation of "Sitting" in Turkish

- There's no one sitting here.
- Nobody's sitting here.

Burada oturan hiç kimse yok.

You're sitting there,

Burada oturuyorsun

She is sitting.

O oturuyor.

Where's Tom sitting?

Tom nerede oturuyor?

I'm sitting down.

Oturuyorum.

I'm sitting here.

Burada oturuyorum.

She was sitting.

O oturuyordu.

Tom is sitting.

Tom oturuyor.

They are sitting.

Oturuyorlar.

- Tom was sitting there.
- Tom was sitting right there.

Tom orada oturuyordu.

- She is accustomed to sitting.
- She is used to sitting.

O, oturmaya alışkındır.

And sitting there alone --

Orada tek başıma otururken

They remained sitting there.

Onlar orada oturmaya devam ettiler.

He was sitting there.

O orada oturuyordu.

Who was sitting here?

Burada kim oturuyordu?

Tom was sitting there.

Tom orada oturuyordu.

It's just sitting there.

O sadece orada oturuyor.

I'm sitting right here.

Tam buraya oturuyorum.

I'm not sitting here.

Burada oturmuyorum.

We slept sitting up.

Ayakta uyuduk.

Why aren't you sitting?

- Neden oturmuyorsun?
- Neden oturmuyorsunuz?

I'm sitting home alone.

Ben evde tek başına oturuyorum.

Tom is sitting up.

Tom doğrularak oturuyor.

Where were you sitting?

- Nerede oturuyordun?
- Nerede oturuyordunuz?

Where are you sitting?

Nerede oturuyorsun?

Tom was sitting down.

Tom oturuyordu.

Tom is sitting pretty.

Tom çok oturuyor.

Are you sitting comfortably?

Rahatça oturuyor musun?

Sami was sitting there.

Sami orada oturuyordu.

- She is sitting on the bench.
- She's sitting on the bench.

O, bankta oturuyor.

- He's sitting at the table.
- He is sitting at the table.

O, masada oturuyor.

- Where are you sitting at the moment?
- Where are you sitting now?
- Where are you sitting right now?

Sen şimdi nerede oturuyorsun?

- Tom is sitting on the couch.
- Tom is sitting on the sofa.

Tom divanda oturuyor.

- Why are you sitting there?
- Why are you sitting way over there?

Neden orada oturuyorsun?

- Tom was sitting on a bench.
- Tom is sitting on the bench.

Tom bankta oturuyordu.

He's sitting on the fence.

O çitin üzerine oturuyor.

Why are you sitting there?

Neden orada oturuyorsun?

He's sitting at the table.

O masada oturuyor.

Tom is used to sitting.

Tom oturmaya alışkın.

Why are we sitting here?

Neden burada oturuyoruz?

What are you sitting on?

Ne üzerinde oturuyorsun?

Would you mind sitting here?

Burada oturur musunuz?

Why aren't you sitting down?

Neden oturmuyorsun?

Tom was sitting up straight.

Tom dik oturuyordu.

Someone's sitting in my seat.

Birisi benim koltukta oturuyor.

You're sitting in Tom's chair.

Tom'un sandalyesinde oturuyorsun.

That's why we're sitting here.

Burada oturmamızın nedeni bu.

He's sitting beside his sister.

O, kız kardeşinin yanında oturuyor.

You're sitting in my chair.

Benim sandalyemde oturuyorsun.

Tom was sitting all alone.

Tom yapayalnız oturuyordu.

He was sitting up straight.

O dik oturuyordu.

You're sitting in my seat.

- Benim koltuğumda oturuyorsun.
- Benim sandalyemde oturuyorsun.
- Benim koltuğumda oturuyorsunuz.

I'm just sitting here thinking.

Ben sadece burada oturup düşünüyorum.

I'm just sitting here relaxing.

Burada sadece rahatlamak için oturuyorum.

I'm sitting here with Tom.

Burada Tom'la oturuyorum.

I'm sitting next to Tom.

Tom'un yanında oturuyorum.

Tom is sitting with Mary.

Tom, Mary ile oturuyor.

I'm sitting on the sofa.

Kanepede oturuyorum.

The old man is sitting.

Yaşlı adam oturuyor.

Tom was sitting behind me.

Tom benim arkamda oturuyordu.

He's sitting in his workshop.

O, atölyesinde oturuyor.

I'm sitting on a chair.

Ben bir sandalyenin üzerinde oturuyorum.

He's sitting on the bench.

Bankta oturuyor.

My legs ache from sitting.

Bacaklarım oturmaktan ağlıyor.

Tom is sitting over there.

Tom orada oturuyor.

Tom hates sitting in traffic.

- Tom trafikte oturmaktan nefret eder.
- Tom trafikte beklemekten nefret eder.

I'm sitting on my cash.

Nakitimin üzerinde oturuyorum.

What am I sitting on?

Neyin üzerinde oturuyorum?

I hate sitting in traffic.

- Trafikte oturmaktan nefret ediyorum.
- Trafikte beklemekten nefret ediyorum.

Sami was sitting in bed.

Sami yatakta oturuyordu.

I was sitting behind Tom.

Tom'un arkasında oturuyordum.

Sami was just sitting there.

Sami hemen orada oturuyordu.

- Tom was the only one sitting.
- Tom was the only one who was sitting.

Tom tek oturan kişiydi.

And Spiderman is sitting right up.

Örümcek Adam orada oturuyordu.

These kids sitting in our classroom,

Sınıfımızda oturan bu çocuklar,

Tom is sitting by the campfire.

Tom kamp ateşine yakın oturuyor.

She is sitting in the tub.

O, küvette oturuyor.

He was sitting next to me.

O benim yanımda oturuyordu.

He was sitting on a bench.

O, bir bankta oturuyordu.

She was sitting under a tree.

O, bir ağacın altında oturuyordu.

He's sitting in the waiting room.

O, bekleme odasında oturuyor.

He's sitting at an empty table.

O boş bir masada oturuyor.

They are sitting at the table.

Masada oturuyorlar.

Tom was sitting at his computer.

Tom bilgisayarının yanında oturuyordu.

Tom is sitting at his desk.

Tom masasında oturuyor.

Tom was sitting on a log.

Tom bir kütükte oturuyordu.

Tom is sitting on a chair.

Tom bir sandalyede oturuyor.

Tom is sitting in the car.

Tom arabada oturuyor.

Tom is sitting in his car.

Tom, arabasında oturuyor.

Tom is sitting at the bar.

Tom barda oturuyor.

Tom is sitting at a table.

Tom masada oturuyor.

Tom is sitting on the desk.

Tom masanın üstünde oturuyor.