Examples of using "Responding" in a sentence and their turkish translations:
- Onlar cevap vermiyor.
- Cevap vermiyorlar.
Tom yanıt vermiyor.
Tom'un bilgisayarı cevap vermiyor.
Hiç kimse yanıt vermiyor.
Tom'un bilgisayarı cevap vermiyor.
Tom tepki vererek zamanı boşa harcamak istemedi.
Halk gerçekten tepki veriyor.
- Neye cevap veriyorsun?
- Neye karşılık veriyorsun?
Tom benim mesajlarıma yanıt vermiyor.
- Tom yanıt vermiyor.
- Tom cevap vermiyor.
Benim mesajlarıma cevap vermiyor.
Yanıtlamadaki gecikme için üzgünüm.
Tom benim mesajlarımı yanıtlamıyor.
Tom tedaviye iyi yanıt veriyor.
ancak benim anlatmaya çalıştığım bu değil.
odak değiştirmeyi başaran azimli girişimciler
Tom yeni tedaviye iyi yanıt veriyor.
Kimse cevap vermiyor.
bu olaylara verdiğimiz tepkiler
Tom tedaviye cevap veriyor gibi görünmüyor.
Bazen en iyi yanıt, kendinizi yanıt vermekten uzak tutmaktır.
Siz ve ben bu yardım çığlıklarına cevap verdiğimizzaman,
Polis, evindeki bir rahatsızlıkla ilgili raporlara cevap verdikten sonra Tom'u tutukladı.
Ve moda endüstrisi yavaşça cevap veriyor olsa da- umuyoruz ki
Doktor Tom'a beynindeki tümörün kemoterapiye nasıl yanıt verdiğine dair bir durum güncellemesi verdi.
Bir Florida şehri sokaklardaki tuzlu suyu emmek için vakum hortumları ile donatılmış tanker kamyonları göndererek düzenli gelgit sel baskınına karşılık veriyor.