Translation of "Represent" in Turkish

I now represent Tom.

Şimdi Tom'u temsil ediyorum.

I now represent them.

Şimdi onları ben temsil ediyorum.

I now represent him.

Şimdi onu ben temsil ediyorum.

I now represent her.

Şimdi onu ben temsil ediyorum.

We represent the people.

Biz insanları temsil ediyoruz.

1980. Although high temperatures represent

temsil etse de , küresel ısınma muz tarlalarının

Different flowers represent different meanings.

Farklı çiçeklerin farklı anlamları vardır.

What company do you represent?

Hangi şirketi temsil ediyorsun?

Whose firm do you represent?

Hangi firmayı temsil ediyorsun?

I represent an American firm.

Bir Amerikan firmasını temsil ediyorum.

Who represent the executive management?

- Üst yönetimi kim temsil ediyor?
- Yönetici kadroyu kim temsil ediyor?

And then had to represent them.

ve sonrasında onları temsil etmek zorunda kaldı.

To represent Vietnamese poetry through the ages.

Vietnam şiirini temsil etmek için kullanmaya karar verdim.

These images represent exactly the same ideas.

Bu görseller de tamamen aynı fikirleri temsil ediyor.

A father and son represent two generations.

Bir baba ve oğul iki kuşağı temsil eder.

The march's platform of issues didn't represent me,

yürüyüş platformunda yer alan konular beni temsil etmiyordu

The blue lines on the map represent rivers.

Haritada mavi çizgiler nehirleri temsil ediyor.

His compositions represent the last echo of Renaissance music.

Onun besteleri rönesans müziğinin son yankısını temsil etmektedir.

The red lines on the map represent a railway.

Haritadaki kırmızı hat bir demiryolunu temsil ediyor.

The red lines on the map represent railway lines.

Harita üzerindeki kırmızı çizgiler demiryolu hatlarını temsil eder.

I know who you are and whom you represent.

Senin kim olduğunu ve kimi temsil ettiğini biliyorum.

The translation does not represent the views of the translator.

Çeviri çevirmenin görüşlerini yansıtmıyor.

If we represent the age of the universe by one year,

Evrenin yaşını bir yılla temsil ediyor olsak

This figure is supposed to represent Marilyn Monroe, but I don't think it does her justice.

- Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.
- Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil etmesi gerekiyor ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.

The only reason for the existence of a novel is that it does attempt to represent life.

Bir romanın varlığının tek nedeni hayatı temsil etmek için girişimde bulunmasıdır.

The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.

Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.